Radyo dinleyerek otobüsle Kızılay’a doğru gidiyordum. Elimde
de bitirmek üzere olduğum kitabım vardı. Hava yağmurluydu. Sabah erken saatte
başkente yağmur yağmıştı. Serin havada kitap okumayı severim.
Cumhurbaşkanlığındaki protokol yolundan aşağı inerken kulaklığıma gelen kısa
mesaj sesiyle kitabımı kapatıp cep telefonuma baktım. Mesaj bir öğrencimden
gelmişti. Genellikle aynı ismi kullanan öğrencilerim olduğu için onları ayırt
etmek için isimlerinin yanlarına genelde onlara verdiğim eğitim kitabının adını
veririm. Örneğin Sinan FCE, Elif KET vb.
Serin havayı, uyuklamamı adeta bozan bu mesaj içime sımsıcak
bir enerji verdi. Tarifi mümkün olmayan bu enerji o kadar güçlüydü ki hemen
otobüsten inmek gökyüzüne diklemesine uçmak isteyen adeta bir kartaldım.
Öğrencim Özge IELTS’in başarısını Anadolu'ya,
Asya'ya bütün dünyaya haykırmak istedim. Arkasından aklıma diğer iki
öğrencim daha geldi. Acaba onlarda Özge gibi yüksek bir not almışlar mıydı?
Kanatlarım otobüsün içine sığmıyordu, nefesimi dengelemek bu üç öğrencimin
başarısını herkese haykırmak istiyordum. Yerimde duramıyordum. Bir başka zevkti
bunu inanın anlatamam kendimi bir anada otobüsün dışında bulmuştum, nasıl oldu
ama şimdi çok daha iyi nefes alabiliyordum. Dayanamadım Seray IELTS’İ aradım
annesinin sesi çok iyiydi Merhaba ben Erkin öğretmen demeden Seray’ın annesi
Erkin öğretmenim Serayı veriyorum. Tahmin ettiğim gibi Seray IELTS’in notu çok
iyiydi. Telefonu kapadıktan bir süre sonra Selçuk IELTS aradı onunda sonucu
mükemmeldi. İnsanlar bu delimi nedir dese de bulvardan aşağı koşan çılgın bir
kuştum. Otobüstekine göre heyecanım
olduğundan daha fazlaydı, güçlüydü hareket kabiliyetim artmış bazen insanlara
tepeden bakabiliyordum. Hatta insanlara çarpmadan geçebiliyordum. Ben
neredeyim? diye düşündüm, bir daha düşündüm.
Çok değil bundan 1,5 ay önce bu öğrencilerimin IELTS’den 9
üzerinden 5 alır demişlerdi! İçimden dedim ki bunlar benim öğrencilerim eğer
bunlar benim öğrencilerimse bunu almayacaklar! Nasıl böyle düşük bir notu
onlara layık görebilirler diye düşündüm. İşim çok zordu, öğrencilerim Haziran
ayında FCE sınavına girmiş ve yorgundular. Okul kapanmış çoktan arkadaşları
tatile başlamıştı. Ama biri çıkıp onlara hadi daha bitmedi. Kalk, yetmez, niye
bu yaşantıyı kabul edeceksin. Geleceği niye düşünmüyorsunuz diye sordum. Yanıt
yoktu! İtiraf edim FCE beni kesmiyordu. FCE’nin Use of English kısmını 2 ayda
çok güzel yapmışlar, saysız test olmuşlar, 120 sayfalık hikayeleri daha seri
okuyorlar artı gittikleri okulun (Lisede okuyorlar) derslerine ve sınavlarına
da giriyorlardı. Bu altı cengaveri IELTS sınavına sokmaya işte o zaman karar
vermiştim. Benim için yine zor bir yol vardı. Müdürüme konuyu açtığımda
heyecanlıydım. Beni durduracağını düşünüyordum. Sayısını hatırlamıyorum ama
sayısız defa masasına gidip çocuklar bu sınava girmeli, bu okulumuz için önemli
niye B2 de duracağız niye çocuklarımızı A1 den B2 ye kadar taşımalıyız. Niçin
C1 olmasın diye düşünürken de IELTS kitaplarını incelemeye başlamıştım. Her
öğrencim için nasıl hangi sayfalar, hangi testler, hangi dinlemeler, ne zaman,
nerede şeklinde planlar yapıyordum.
Bu grubum başkaydı, bu grup için ben 3,5 sene önce notere
gidip bu öğrencilerimin ortalaması 100 üzerinden 85in altında olursa okuldan
istifa edeceğim diye bir kağıda yazı yazmıştım. Noterinde bunu onaylamasını
istedim. Noter Bey bu kağıdı müdürün mü istedi diye sorduğunda HAYIR ben istedim! demiştim. Noter bey bu kağıdı git
müdürüne ver oda kasasına kaldırsın demişti!
İşte bu kadar kendilerine güvendiğim bir grubum vardı elimde
ve Niye Niye NİYEEE bunlar FCE den B ile geçsinler Niye C1 IELTS belgeleri
olmasın diye düşündüm. Ne yazık ki 3 öğrencim bu son yarışa benimle girme
kararı aldı. Biliyor musunuz bu üç öğrencime sınava girmelerine 1 hafta kala
dedim ki belki istediğiniz notu alamayacaksınız AMA farkın damısınız
SİZ PES ETMEDİNİZ,
SİZ MÜCADELEYE DEVAM ETTİNİZ,
SİZE HAYAL DENİLENİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLACAKSINIZ,
SİZ İNANDIĞINIZ ŞEYİ YAPACAKSINIZ.
SİZE HİÇKİMSE HAYAL ETME! BU HAYALDEN ÖTE OLMAYACAK
DİYEMEYECEK!!,
ÇÜNKÜ SİZ HAYALLERİNZİ GERÇEKLEŞTİRENLER, SİZLER
GELECEĞİMİZİN ATATÜRKLERİSİNİZ.
Anadolu’mun bütün insanlarına güveniyorum. Şimdi işinize
dönün ve hayallerinizi gerçekleştirin. Siz geleceğin TÜRKİYESİ. Dünyaya TÜRK
vatandaşının başarılarını yazdıracak büyük bir ulussunuz.
ÇÜNKÜ SİZ ARTIK FCE Öğrencisi değil SİZ 9 ÜZERİNDEN 7,5 ALAN
IELTS Öğrencilerimiz siniz. ARTIK SİZİN B2 DEĞİL! C1 BELGENİZ VARDIR!!
Arkanızdan gelen öğrencilerimiz Özge ablasının, Seray ablasının ve Selçuk
ağabeyinin hikayesini dinleyecek. Onlar yaptıysa bende yaparım diyecek! Burası
SWAN ENGLISH, burası köşe başındaki bir dil kursu değildir. Burada her gün yeni
bir şeyler üreten, aynı şeyleri tekrarlamayan, eskinin üzerine yeni bir şey
koyan, deneyimlerden kaçmayan ve en önemlisi burada ben Bİ Lİ YORUM
demeyen öğretmenler var. Çok inanıyorum
ki bu öğretmenlerde çok başarılı öğrenciler yetiştirecek. İlk önce siz
inanacaksınız, siz oturmayacaksınız, siz araştıracaksınız, araştırdıkça yeni
bilgilere ulaşıp onları hemen öğrencilerinizle paylaşacaksınız. Elbette sizden
iyi yapanlar olacak. Elbet olacak nasıl benim parmaklarımla senin parmakların
aynı değilse ....
Sevgili Selçuk, Özge ve Seray müsaadenizle ben otobüsten
iniyorum. Her zaman kalbimde kalacaksınız, bana öğretmenlik hevesini tattırdığınız
için teşekkür ederim. Şimdi ben sizi ayakta alkışlıyorum. Çocuklar size iyi
yolculuklar.
Öğretmeniniz Erkin YILDIRM
Eylül 2013
No comments:
Post a Comment