9 August 2008

İstanbul Şehri, Istanbul sehri, Istanbul City

İki gün yanında kaldım eskisinden daha canlı, daha güzel buldum seni. Geçen her yıl daha güzelleşiyorsun seni unutmak imakansız sevgili İstanbul. En yakın sürede tekrar görüşmek üzere.

Yer Galata kulesi, son zamanlarda çoğunlukla kitaplarda okuduğum ziyaretlerimi azalttığım, belki yılda bire indirdiğim, ama aşık olduğum aziz şehir İstanbul’un bir kısmı ayaklarımın altındaydı, içim titreyerek hayranlıkla baktım baktım. Dostlar inanın, fotoğrafını çektiğim her karede bu güzel manzarayı beynime nakşetmeye çalışıyor, fotoğraf makinemin küçük ekranından bakarken gözlerimi kırpamıyordum, sana tekrardan büyülendim... Göz yaşlarımı silerken gözlerimi bir an kapadım, ve sadece şehri dinledim. Adeta beş duyumla algılamak istiyordum İstanbul'u. O anı unutmamak için çırpınıyordum. Lakin şu aşikar bir gün başkentten aşkın sana ziyaretini tamamen kesecek, işte belki o zaman kalan fotoğraflarla ovunacaksın. Allah nasılsa bir gün almayacak mı o aşkını? Şunu asla unutmanı istemiyorum, o kadar şehir, o kadar ülke ve başkent gördüm, lakin senin güzel yüzünden gözlerimi hiç alamadım!

4 comments:

Anonymous said...

Çok kalmadın ki gelsene abicim

Seviler..

g. said...

hocam bir dahaki gelişinde haberim olsun lütfen:)

Anonymous said...

Aşık olduğun bu şehri bizde çok seviyoruz.

Dostun Arda

Cenk YARGAN said...

Erkinin vaktinde ayak üstü okuduğu bir metni hemencik değiştirip şu sözleri yanı başımızdaki eski gazetenin üstüne yazıp okumamız için vermişti. Ercan o gazeteyi atmadı, şunalr yazılıydı;

Bana biraz İstanbul verin, İstanbul’un en güzel yerlerinden olsun. İçinde gençliğim olsun, ilk aşkım olsun, istiklal caddesindeki kitapçılar olsun. Peradaki kahve kokusu olsun. Galata köprüsü olsun, tuz kokusu olsun, balık ekmek yesem…Ben İstanbul’un esiri seni unutmak kolay değil. Yağan yağmurun altında, The Marmara’nın önünde tekrar öpsem seni. Elimi bırakmasan, sanki hiç ayrılmayacakmış gibi… Bana biraz İstanbul verin, param olmasa da onu okusam o zaman okuduğum gibi….