25 December 2007

Happy New Year

I WISH YOU ALL THE BEST IN
2008


HAPPY NEW YEAR...!

20 December 2007

Teaching very young learners (Vyls)

I successfully completed the teacher training module entitled: Teaching Very Young Learners (VYLs) from British Council Ankara, TURKEY on 19 December 2007

8 November 2007

Ermeni sorunu, Armenian Genocide!

“Google’da Armenian Genocide (Ermeni Soykırımı) yazıldığında ilk 100 sayfa gerçek dışı bilgiler içeren diaspora siteleridir. Tarihi gerçekleri anlatan en kapsamlı yayın durumundaki sitemizi Google'da üst sıralara taşımanın tek yolu Ermeni Sorunu sitemize girmek veya her gün en az bir kere tıklamaktır.

Lüften Ermeni Sorunu Sitemizi (www.ermenisorunu.gen.tr) açılış sayfanız yapın

23 October 2007

TBA - YETİŞKİNLER İÇİN İNGİLİZCE DİL EĞİTİMİNDE YİNE ÖNDE



The Turco-British Association

USA says Yes to IELTS

...More than 700.000 people a year are now using IELTS to open doors throughout the English - Speaking World and beyond...

Düzey belirleme sınavları 17- 31 Ekim

Bestekar sokak 32, Kavaklıdere Ankara

419 18 44

21 October 2007

I've forgotten the referendum!

I tought to boycot the referendum then I changed my mind and voted for it. I think this referendum process is full of defects. Let's see something is gonna wrong very soon anyway.
Twelve Turkish soldiers had been killed in Hakkari near the Iraqi border! The terrorists attacked the military unit. Why do they walk into my beautiful country and kill us! What is the reason? I see they often try to consume our patience, they want us to attack them and make war! However, they have to know that we can really defence our territory stronger than them!

Öznur ŞAVKILIOĞLU

Canım yeğenim, Öznur

Pastanın etrafında sevdiklerin, kalbinin etrafında sevgilin Tutkun:), senin etrafında hayallerin olsun, doğum günün KUTLU OLSUN. Nice mutlu yıllara ...

Dayın Erkin

20 October 2007

Turkey warns it may cut logistical support to the U.S

Dear All friends,

As I very often told you that I will not forward you any mail not concerning ELT issues, it will be an exception; I am sure that you will understand the reason. Please read the following e-mail and visit the following link



I'm looking forward to the US's quick return and want to continue to work to maintain strong US & Turkish relations! If they say no and vote for it and say YES!, I'll be so upset even other my foreigner friends will upset, too!.

Arkadaşlar mutlaka yukardaki oylama linkine tiklayin ve NO diye oylayin. Şimdilik ilerdeyiz ama daha çok oylama lazim. İlginize şimdiden teşekkürler...

17 October 2007

Boyut Anaokulu





Ben bir baba olsam, göz yaşlarımı tutamazdım...




Benim adım Cantürk olacaktı, ve gittiğim Anaokulun duvarına doğum günümde adımı balonlarla yazacaklardı. İnanılmaz birşey olurdu!, sanırım o gün Dünyanın en mutlu çocuğu ben olurdum. Yüzde yüz eminim babam ve annem kısacası ailemin her ferdi çok mutlu olurdu ve eminim binanın fotoğrafını çekerlerdi, aynı benim fotoğrafını çektiğim gibi.

Efendim benim Cantürkle yakınlığım sadece öğrenci öğretmen ilişkisinden öte değildi. Taki bu fotoğrafı çekene kadar, şunu samimiyetle itiraf etmek istiyorum, sekiz senedir İngilizce öğretmenliği yapıyorum, dört senedirde bazı devlet ve özel anaokullarda İngilizce derslerine giriyorum.
Ama Boyut Anaokulundaki, sevgiyi, çocuklara gösterilen yüksek ilgi ve alakayı, yüksek seviyedeki eğitimi başka hiçbir yerde görmedim.

Keşke bende küçükken Boyut Anaokuluna gitseydim. Eğer bir gün kızım veya oğlum olursa düşünmeden Boyut anaokulundaki öğretmenlere vicdanım rahat bir şekilde teslim edebilecem.
İki senedir İngilizce derslerine girdiğim bu Atatürkçü anaokulunun, eğitim çizgisini her zaman hep bir üste çıkaran Çocuk Gel. Eğt. Uzmanı Zerrin HANCI'yı yürekten tebrik ederim.





14 October 2007

İşte bu resimlerde zaman yaşıyor
















İşte bu resimlerde zaman yaşıyor...
Iste bu resimlerde zaman yasiyor...


























9 October 2007

1993-95 Hakkari Yüksekova Osman Pamukoğlu ve Türk Askeri

Asker dostlar bu türküyü çok iyi bilir...

8 October 2007

Şehitler...

Teröristlerin hepsini lanetliyorum, öbür tarafta rahat uyuyamayacaksınız!!!

Evlatlarınmızın kaybı, bu vatanın bir evladı olarak beni ve eşimi gerçekten çok üzdü. Yoğun işimden dolayı çok az Tv seyrediyorum. Seyredersemde çoğunlukla haberler oluyor. Ama nezaman bu evlatları bütün haberler verdi inanın kendimi zor tuttum. Kendimi bir an için bu evlatların anne veya babası yerine koydum. İnanılmaz bir üzüntü kalbime birden çöktü. Kim? Kimler bu hayince saldırıyı düzenler? Niçin? Ellerine ne geçti? Can almak biz insanlara has bir şey olmaz OL MA MA LI!! Bu güzel toprakların neyi size dokunuyor. Elinize ne geçti? Hiç bir şey!!! Kendinizi kullandırmayın!!

Üzüntümü diğer dostlarımda derinden paylaşıyor. Şehitlerimize Allahtan rahmet, anne ve babalarına ise sabırlar diliyorum. EVLATLARINIZ huzurunda saygı ile eğilmeyi bir borç bilirim.

Bir evlat çabuk yetişmez özen ister sabır ister. Ben bir öğretmen olarak eğitim verdiğim her öğrencim için yıllarımı veriyorum Ya bu anne ve babalar, ONLAR belkide ömürlerini verdiler. Bumuydu faturası!!!

Astsubay Ahmet SARIOĞLU ile erler Bayram GÜZEL, Seyfi ALTUNTAŞ, Mehmet YILDIRIM, Mehmet UÇARI, Turgay SALGUR, Kasım AKSOY, A. Şükrü KARATAŞ, Emrah ERYILMAZ, Sıddık KÜÇÜKGÖZ, Mehmet UYAR, Fetullah SELÇUK ve Mehmet COŞKUN.

2 October 2007

İzmir Buca'da iki bomba patladı!

Yeter artık ne bu böyle! Güzel İzmir'de bu patlamalar ne ülkemize ne de İzmire yakışıyor. Teröristlerin hepsini kınıyorum. Çok üzüldüm 2007 deyiz ama yine bitmedi şu terör. Bu olaylar bu güzel ülkemize yakışmıyor. Sivil halka yapılan bu tür masumca saldırıları tekrar tekrar bu ülkenin bir vatandaşı olarak kınıyorum. Bu şerefsiz teröristler emellerine ulaşamıyacaktır.

26 September 2007

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir şey var

IŞIN der ki

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir şey Var

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

21 September 2007

Scraf Ban in Turkey!

Turkey's prime minister has called for women to be allowed to wear headscarves in universities.

I'm a young Turkish secularist teacher, says " Excuse me Mr. President, I do not agree with you!! "

11 September 2007

Cambridge sınav sonuçları

Cambridge sınavlarına bu yıl (2007) 19 öğrencim katılmıştı. Ondokuzuda çok başarılı sonuçlar elde etti. Hepsini yürekten tebrik ediyorum.

Dil okulumuzda bu başarı sadece benim değil! takım olarak çalışan ve bu öğrenciler için canla başla üstün gayretler gösteren diğer öğretmen arkadaşlarımındır. Sevgili Tuğba EYİN ve Selin ALTUĞ öğretmenlerimi ayrıca kutluyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.

İşte O ONDOKUZ Başarılı öğrenci!!

Movers;
Esra Merve ERVAN
Aras ÇOKDOĞAN
Eyüp ECEVİT
Baran ZADEOĞLU
Yağmur DURANOĞLU
Utku KILAVUZ
Berke YEŞİLADA


Starters;
Bensu SEZER
Tufan GELDİ
Zuhal Bengisu ÖĞÜTCEN
İbrahim Selçuk GÜLEÇ
Batuhan Rahman YILMAZ
Okan AYBEK
Simge GEMALMAZOĞLU
Tayfun TAŞAR
Yunus Emre YILMAZ
Tolga DEMİR
Can BERKAYGUN


Ket;
Duygu DİLSİZ

10 September 2007

30 August 2007

Diana

1997 de bugun,Cenaze törenini yaklasik 2.5 milyar izleyicinin izledigini biliyorum, çan sesleri hala kulagimda. O gün yurt dışındaydim, bir restaurantaydim, yemegi bir sure sonra kestim, yediklerim, bogazimda duyumlenmisti, herkes seni tv den izliyor, aglama sesleri bulundugum sehrin kilisesinden gelen can seslerine karismisti.

“Bugun dunya yanliz ekmege ac degil" diyordu Rahibe Terasa “Sevgiye ac, sevilmeye ac ve istenmeye ac diyordu. Diana Terasa ikilisinin yardimlarini butun dunya bilmektedir. Candle in the Wind sarkisini her dinledigimde aklima geliyorsun.

Tum guzelligini yitirdik. Gulumseyisinden yoksun bu bos gunlerde…

Vataninin altin cocugu, senin adina bu mesaleyi hep tasiyacagiz.

Kendimizi ne kadar zorlasak da aci gercek bizi gozyaşlarina boguyor.

Kelimelerimiz yetersiz kalir, yillar boyu bize yasattigin mutlulugu anlatmaga.

Ve artik elveda sana İngiltere’nin gulu, varligindan yoksun bu yitik ulkeden…

Koruycu kanatlarinin sefkatini ozleyecegiz, senin hic bilmeyecegin kadar.

21 August 2007

Wedding

A friendship that was shared by two has grown into a love so true please share our joy as we


Deniz YILMAZ
and
Erkin YILDIRIM


exchange marriage vows and begin our new life together on Saturday, twenty fifth of August two thousand and seven at eight o'clock pm. in the evening.

Tolunay Düğün Salonu
Bor yolu üzeri -Atatürk Bulvarı Yataş Home Üstü Niğde Turkey



Deniz & Erkin
Birlikteliğimizin sonsuza kadar sürmesi umudu ve dileğiyle ortak yaşamımıza adım attığımız bu günde bizimle olmanızı diliyoruz.



Yıldırım ve Yılmaz
Aileleri

25 Ağustos 2007 Cumartesi
Saat: 20:00
Tolunay Düğün Salonu
Bor yolu Üzeri - Atatürk Bulvarı Yataş Home Üstü Niğde

12 August 2007

O AN

Aşağıdaki yazıyayınladığı siyah beyaz bir fotoğraf üzerine yazmış olduğum kısa bir yorumdur.

Bazen korkarız işte O An, bir an içinde olsa herşeyi durdurmak isteriz, ama iznimiz olmadığını farkettiğimiz O Anı durduramayız.

Elbet herkese hayatta en çok istediğin şey nedir dense? Eminim kaybedilen bir sevgili, çocuğu, bisikleti, annesi, kedisi vb. şeyler olurdu. Ben ise Gamze'nin bu yayınladığı siyah beyaz resme bakınca dünyamızdaki zamanı bir süreliğine dondurup, O AN ın fotograflarını çekmek isterdim.
Büyük Asafa şunu derdim, O AN olsaydı önemli olurdu!. Hey millet lütfen bir şekilde imkan yaratın, ve şuan bulunduğunuz yerde en çok neden hoşlanıyorsanız, veya dışarı çıkın canınız neyi yapmak istiyorsa O ANı, yada hemen evinize gidip babanıza sarılın ve O ANı yada yurt dışındaki dostunuzu aradığınız O ANı kısacası elimizden akıp giden durduramadığımız, dünyamızdaki en değerli şeyi Zamanı, o karelere hapsedin. Sizden sonra elbet birileri O ANlara bakarak gülümseyecektir.

Büyük Ustam, Asaf, işte O AN yalnızlığımızı doldurduğumuz Andır.

7 August 2007

Yakın dostum, Alpay SARACOGLU

Evlilik aşamasında, bu yoğun günlerimde ben ve ailem için, işni bir kenara bırakıp gönülden durmaksızın gece gündüz yardımlarını bizden esirgemiyen yakın dostum Alpay SARAÇOĞLUNA sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

3 August 2007

Ankarada teleferik var



Burası ne Bursa nede İstanbul, burası ülkenin başkenti Ankara ve bizim buraya teleferik yapılıyor:)

Biliyormusunuz Ankaraya teleferik geldi:)

2 August 2007

Ankarada suyu kim kesti?

Güzel ülkemin başkenti, Ankarada yaşıyorum. Birşey soracağım Anakarada SUYU kim kapattı? Niye kapattı? Şartmıydı kapanması?

31 July 2007

Mutlu çiftler


Yakın arkadaşlarımızla bir Ankara akşamında yemekten sonra...

29 July 2007

En güzel çift işte burda, Selin and Arda YILMAZ


Selin Altuğ YILMAZ ve Arda YILMAZ çiftine sonsuz mutluluklar diliyorum...

Atakule / Çankaya / Ankara 29 Temmuz 2007

Rüya gibi bir çift, inanın çok duygulandım...

Sevgili Selin, prensesler gibiydin. Tek dileğim yakışıklı eşinle bir ömür boyu mutlu olman. Sen her zaman mutlulukların en güzeline layıksın.

22 July 2007

KAHDEM

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM)
Türk Hukuk Sitesi Kadın Hakları Çalışma Grubu tarafından kurulan ve yönetilen sanal bir destek merkezidir.

Beyler eşlerimizi 1 metre arkamızda gezdirmeyelim. Unutmayalım ki güçlü ve çağdaş bir toplum ancak iyi eğitimli bayanlardan oluşur. Onlara destek verelim ki Sağlıklı, Güçlü ve Modern bir toplum olalım. Bayanlar, çoğu iş kolunda aktif rol alması bizi üzmesin, aksine liderliklerindeki kuruluşlarda daha sağlıklı bir şalışma prensibinin olduğuna inanıyorum.
Kız çocuğunun eğitiminin bir erkek çocuğunun eğitiminden de önemli olduğuna inanıyorum. Unutmayalım ki biz erkekleri yetiştiren, eğiten ve seven yine analarımız, kadınlarımızdır. KAHDEM'i saklamayalım! Lütfen herkese elinizden geldiğince KAHDEM'i duyurun.
Yardımları ve desteği için hukuk öğrencisi Gamzeye teşekkür ederim.

21 July 2007

Senden başka dersem, aklınıza ne gelir?

Senden başka dersem, aklınıza ne gelir?

12 July 2007

Hürriyetin için koş

Levis'ın reklamındaki gibi koşmak istiyorum, durmadan koşmak...

Çok uzaklara ama çooook uzaklara...

Askerde 100 metre yarışında üçüncü olsamda koşmak istiyorum...

Kalbi izin verdikçe koşan biri var çekilin :)))

9 July 2007

Filiz ŞAVKILIOĞLU

Benim için her zaman kalbimde ayrı bir yeri olan canım ablamın doğum gününü candan kutlar, eniştemle bir ömür boyu mutluklar dilerim.

Ablaların en güzeli, ne mutlu bana senin gibi her zaman yanımda olan, beni destekleyen, beni çok seven bir ablaya sahibim. Ablacım tekrar doğum gününü kutlarım. Kucak dolusu sevgiler.



Seni çok seven kardeşin
Erkin

8 July 2007

Sebnem and Ozdemir GENCOGLU

Dear Şebnem and Özdemir,

Your wedding... more than a long awaited day, it is the beautiful beginning of all the days of your life together.



The YILDIRIMS wish you happiness forever










4 July 2007

Barış AKARSU


Karadenizlim, sevgili arkadaşım.

Seni unutmayacağım...

Lily Allen

Lovely girl, lovely song!

Ladies and Gentlemen, Dear students, remember we listened to that record last lesson at school. Let you sing this lovely song again and again



I'm still looking forward to meeting her in Istanbul city, TURKIYE. When are you gonna come here?

3 July 2007

İngilizce tercüme nasıl olur?

İngilizce dersinde ögretmeni çocuğa sordu,
- Oğlum, sana Türkçe bir cümle vereceğim, sen bunu İngilizceye çevireceksin...
Çevireceğin cümle, "Çocuk, koştu koştu, denize düştü, boğuldu..."
Öğrenci yanıt verdi,
- The boy tıkıdık, tıkıdık, culup, glu, glu... :))))

2 July 2007

Arim,balim,petegim..

Tanrı herkese böyle birliktelikler versin
Arim,balim,petegim..


28 June 2007

Alfie by Lily Allen

Ooooo deary me,
My little brother's in his bedroom smoking weed,
I tell him he should get up cos it's nearly half past three
He can't be bothered cos he's high on THC.
I ask him very nicely if he'd like a cup of tea,
I can't even see him cos the room is so smoky,
Don't understand how one can watch so much TV,
My baby brother Alfie how I wish that you could see.

[Chorus]
Oooooo I only say it cos I care,
So please can you stop pulling my hair.
Now, now there's no need to swear,
Please don't despair my dear Mon frere.

Ooooo Alfie get up it's a brand new day,
I just can sit back and watch you waste your life away
You need to get a job because the bills need to get paid.
Get off your lazy arse,
Alfie please use your brain
Surely there's some walls out there that you can go and spray,
I'm feeling guilty for leading you astray,
Now how the hell do you ever expect that you'll get laid,
When all you do is stay and play on your computer games?

[Chorus]

Oh little brother please refrain from doing that,
[Alfie Lyrics on http://www.lyricsmania.com]
I'm trying to help you out so can you stop being a twat.
It's time that you and I sat down and had a little chat,
And look me in the eyes take off that stupid fitted cap.

[Chorus]

Please don't despair
Please don't despair
Mon frere

by Lily Allen

Arım, Balım, Peteğim...

Gözyaşım şarap olsa
Gençliğim harap olsa
Her günüm azab olsa
Yine seni seveceğim..

Arım,balım,peteğim
Gülüm,dalım,çiçeğim
Bilsem ki öleceğim
Yine seni seveceğim..

Ne emelim ne arzum
Kalmasa tek umudum
Erisem yudum yudum
Yine seni seveceğim..

Arım,balım,peteğim
Gülüm,dalım,çiçeğim
Bilsem ki öleceğim
Yine seni seveceğim..

Zeki Müren

25 June 2007

Kazım KOYUNCU

Artvin'in Hopasıda bilir seni Van'ın Ercişide bilir, sen yüreğimizdeki Karedeniz çoşkusu, Karadenizin Rockıydın. Toprağın bol olsun kardaş.

Ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim
Ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim
İndirdin kaşlarınıBabanı babanımı öldürdüm
İndirdin kaşlarını indirdin kaşlarını
Babanı babanımı öldürdüm

İn dereye dereye de al dereden taşları
İn dereye dereyede al dereden taşları
Geçti bizden sevdalık al cebimden saçlar
Geçti bizden sevdalık al cebimden saçları
Kız evinin önünede sereceğim kilimi
Kız evinin önünede sereceğim kilimi
Oy bi hayli zamanda görmedim sevdiğimi
Oy bi hayli zamanda görmedim görmedim sevdiğimi .

17 June 2007

The Wizard of Oz

The Wizard of Oz was with Swan English parents and students on June 17. 2007
Dorothy lives on a farm in Kansas until a cyclone arrives, and picks her, her house, and her dog up and deposits them in the land of Oz. Things in Oz are strange and beautiful, but Dorothy just wants to get back home. She's helped by the Good Witch of the east, but she's also in trouble with the Wicked Witch of the West, who seeks revenge for the death of the Wicked Witch of the north, for which she blames Dorothy.

At the beginning, we may wonder at the obvious low voice of the wizard of Oz with very nice setting of Miss. Beril KAYA and Mr. YILDIRIM, although the flat, arid landscape ultimately makes an effective contrast to the later scenes in Oz. I think the Wizard of Oz is enjoyable for people of all ages. Everything about it brought a smile to my face.


That popular story has also been used for a number of more recent adaptations of Miss. ALTUĞ, and most of them have had some good points of their own. Guess, this Wizard remains by far the most wonderful of the versions of the classic tale, and I think we need to reread it!:)


If you're very very young and you haven't seen it yet, then see it, you will feel the greatest force of the NOT white magic, but English teacher, ALTUğ's stage with kind of magic:)))


I will mention a few more things about that play. It's really very nice. I would like to thank to Miss. Altuğ, gave us happiness, and much joyful time with our friends, parents and students.

Selin öğretmenim bilirsin, kolay kolay övmem ve kolay kolay güzel demem:))), çok seçerim. Çoğunlukla en iyiyi beyenirim. Ama sen bu sefer gerçekten iyiyi değil elinden gelen çok iyiyi başardın. Ellerine sağlık. Şahsım, tüm öğretmenlerim ve çalışan diğer arkadaşlarım adına teşekkürü bir borç bilirim.

16 June 2007

Miss. Beril Kaya

Dear my assistant,

No no! I changed my mind! You've been my colleague since March 05. 2007 :)) You know I'm so busy so I wanna talk about you more than this very soon!

Father's Day

You know that important day, Father's Day is June 17th. If I were you I could give my Dad what he wants this year! Certainly a book! It can be a great book! So if he was alive, I would like to buy a book.

I missed him more than every thing. When I had army service, I was a lieutenant he wasn't with me! I'll get marry very soon but He won't here with me! So dear friends please take care of your father. We cannot come back!

10 June 2007

Okullar erken tatil oluyor

Bugünkü Milliyet gazetesinin haberine göre okullar 15 Haziran Cuma günü tatile girecek.

8 June 2007

Yağmur yağıyor

Yağmur yağıyor,
Seller akıyor,
Arap kızı
Camdan bakıyor :))

Ne güzel bol bol yağmur yağıyor...

Big big girl

Benden en çok geçen ay dinlemek istediğiniz şarkınızın sözlerini size armağan ediyorum.

I'm a big big girl
Ben büyük büyük bir kızım

In a big big world
Büyük büyük bir dünyada

It's not a big big thing if you leave me
Bu büyük büyük bir şey değil, eğer beni terkedersen

But I do do feel that
Ama ben çok çok hissediyorum ki

I do do will miss you much
Seni çok çok özleyeceğim

Miss you much...
Çok özleyeceğim

I can see the first leaf falling
İlk yaprağın düştüğünü görebiliyorum

It's all yellow and nice
Tamamen sarı ve hoş

It's so very cold outside
Dışarıda hava çok soğuk

Like the way I'm feeling inside
Tıpkı benim içerde hissettiğim gibi

Nakarat

Outside it's now raining
Dışarda şimdi yağmur yağıyor

And tears are falling from my eyes
Ve gözlerimden yaşlar süzülüyor

Why did it have to happen
Bu neden olmak zorundaydı

Why did it all have to end
Neden her şey bitmek zorundaydı

Nakarat

I have your arms around me ooooh like fire
Kolların beni sarıyor, ooooh ateş gibi

But when I open my eyes
Ama gözümü açtığım zaman

You're gone...
Gitmiş oluyorsun...

5 June 2007

PEACE AT HOME, PEACE IN THE WORLD

Peace at home, peace in the world.

PEACE AT HOME, PEACE IN THE WORLD

Founder of the Turkish Republic,

4 June 2007

Cambridge Sınavları

Sevgili öğrencilerim,

2006 yılında 6 kişiyle yola çıktık, şuan ise 18 kişisiniz ve eminim Cambridge sınavlarından hepiniz çok iyi sonuçlar alacaksınız. Sizlerle gurur duyuyorum.

Biz öğretmenlerden yardımlarını esirgemeyen değerli ailelerinize teşekkür ediyorum. Eminim çocuklarınız çok yüksek notlar alacak!.

Sizlere 14 hafta boyunca canla başla eğitim veren öğretmenleriniz, Selin Altuğ ve Tuğba Eyine de teşekkürlerimi sunarım. Gerçekten sizler için çok çalıştıklarını biliyorum. Ellerinize sağlık öğretmenlerim.



İng. öğretmeni
Erkin YILDIRIM
June 03. 2007

PS: Sınav sonuçlarını Ağustos ayının 20 sinden sonra kurumumuza gelerek veya telefonla bize ulaşarak öğrenebilirsiniz.

Sabahleyin Cambridge Movers sınavına giren öğrencilerim
ve onları yanlız bırakmayan öğretmenleri ve tabiki aileleri.



Öğleden sonra Cambridge Starters sınavına giren öğerencilerim ve onlara eşlik eden öğretmenleri ve aileleri.









Fotoğraf makinamın dilinden;
Bazı anlar vardır, dondurmak ve saatlerce bakmak isteriz, bazı anlar vardır unutur gideriz. Ama bazı anlar vardır ömür boyu hatırlamak isteriz.
E. YILDIRIM

1 June 2007

Mesut Uzun

Uzun ailesinin acısını yürekten paylaşıyor, Allahtan sevenlerine sabır diliyorum.

Asteğmen Mesut Uzun'un ölümüne çok üzüldüm. Şehit olarak sonsuza kadar milletimizin gönlünde yaşamaya devam edeceğine yürekten inanıyorum. Vatanımızın toprağını bölmek için uzanan eller mutlaka bir gün kırılacaktır.

Yeter artık!! TERÖR ÖRGÜTÜNÜ LANETLİYORUM!!!

30 May 2007

Dear Deniz, my love, Happy Birthday to you

Dear my love

I love you , ti amo, te quiero...

Happy Birthday Deniz Yılmaz! Hope you have a great day with your boy friend :)

Thinking of you always makes me smile,

I'm sending Hugs and kisses and lot's of love your way to wish you a very HAPPY BIRTHDAY again :)

Love you always

Erkin

29 May 2007

Her Doğan Gün...

Her doğan gün akıllı bir insan için, yeni bir başlangıçtır.

D. YILMAZ

Kingdom of Heaven

Has anyone seen "Kingdom of Heaven" ? I saw it two and half year ago! I watched it again yesterday. So Who is Selahaddin Eyyubi?

28 May 2007

Kitap okuyor mu su nuz?

Düşünen, fikir üreten, düşündüğünü ifade edebilen ve yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırabilen fertlerin sayısının artması için, çocukluk çağında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir.

Kitap okuma çocuklara bazı zihnî maharetler kazandırır. Kitap okuyan çocuklar eğitim süreçlerinde anne babaların ve eğitimcilerin işlerini de kolaylaştırır. Eğitime yapılan yatırımın karşılığını almak isteyen anne babaların çocuklarını pahalı okullara göndermeleri ve onların istedikleri her şeye ulaşmalarını sağlamaları yeterli değildir. Çünkü okuma alışkanlığı olmayan çocuklar, başarılı olmada zorlanmaktadırlar.

Lütfen bazı günler televizyonu kapatıp kitap okuyalım...

26 May 2007

Hayat

Uğraş didin farklı şeyler yapmak için
Üç kişi ya da beş kişi anlar
Ve zaman, ve zaman farklı yüzlerle
Bazen yanında bazen arkanda

Yalan diye bir şey yok
Gördük ama konuşmadık

Ve hayat her şey yolundayken dur dedi artık

Ve hayat herkes evindeyken dur dedi artık

Ve hayat -ki canına tak etmişti- sus dedi artık

Ve hayat

Kırık düşler, aynı yalnızlık
Öyle azaldık ve yıprandık ki
Kafamız karışık, değişmek zor
Dünya yıkılsa anlamazlar

Söyleyen : Mor ve Ötesi

24 May 2007

Ankaram Geçmiş olsun, Ulusum Geçmiş olsun! Explosion at the Anafartalar Shopping Center in Ankara, Turkey!

Ulus'taki Anafartalar Çarşısı'nın önünde patlayan bomba gerçekten çok üzücü. Güzel Ankaram ve Ulusum bunu hakettmiyor !!

Terörü lanetliyorum !!!

Dün Ulusun yakınından (olay yerinden) 17:00 civarında otobüsle geçmiştim. saat 19:20 de otobüsle Yıldıza doğru giderken, otobüsdeki yolcular patlamayı konuşuyordu. Çok şaşırdım!. 20:20 de ilk mesaj ve arama İstanbul'dan Ercan'dan ve sonra diğer arkadaşlarımdan geldi. Beni merak eden Ankara dışından arayan her arkadaşıma teşekkür ederim.

Ne zaman gece haberleri TV den izleyince olayın ciddiyetini anladım. Altı vatandaşımın ölümü gerçekten üzücü. Bunu güzel ülken gerçekten haketmiyor. Tekrar büyük geçmiş olsun.

Six people were killed and at least 80 hurt in an explosion in Ankara, Turkey!! The front of all building was ripped off by the bomb at the Anafartalar shopping centre, in Ulus, Ankara, Turkey.

19 May 2007

19 Mayıs

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI'NDA

Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılanDemir değil
Sarılan anayurdaKemâl Paşa'nın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutanKaradeniz'in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,İzin verseydi
Kemâl PaşaArdından gürleyip giderlerdi Erzurum'a kadar.
Cahit KÜLEBİ

18 May 2007

Şebnem Şavkılıoğlu, Sevgili yeğenim Doğum günün kutlu olsun! Happy Birthday!

Canım Şebnemcim,

Nice nice mutlu yıllara, bunu herzaman söyleyemesemde seninle daima gururduyuyorum. İşin çok zor ama üstesinden geliyorsun. Hem işinde hemde özel hayatında basamakları hızlı çıkacağına eminim. Bütün dileklerinin gerçekleşmesini diler, gözlerinden öperim.

Seni canından çok seven,
Dayın Erkin YILDIRIM

12 May 2007

3rd ELT CONFERENCE ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları

I attended the 3rd ELT Conference "Lifelong Literature from K to 12" at ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Ankara, Türkiye May 12. 2007

It was excellent. I went there with my director, Mrs. CİMEN. There were three lecturers, Peter GRUNDY, Peter LUCANTONI, and Teresa DOGUELLI.

Mr. GRUNDY is a good author, the former president of IATEFL, said that "the language of literature isn't the language we use in everyday life: so why do we use literature in language teaching and how can we make the best use of it in our classrooms?" In his talk, he tried to show how some of the differences between literature and everday language provide us with a wide range of ideas for stimulating activities which add a range and depth to everyday language teaching.

What about Mr. LUCANTONI? I think he's a very good explorer, explained How to authentic and semi-authentic text from a wide range of sources can be exploited not only to help learners develop and improve their reading skills, but also to provide a basis for practice in writing, listening and speaking. I enjoyed his speech about authentic texts and sure they will helpful for my long career in English language teaching.

Hold on, hold on! :))) I guess Mrs. DOGUELLI is very energetic, funny and excellent teacher. Her presentation, Reading Circles was very good as well. I liked her Reading circles as well. I sometimes didn't manage my large smile on her speech :)

During the coffee break and lunch I got a great chance to have long talk to my director. Unfortunately I do not have many meetings with her! So I had a long talk with her about our ELT and our students' future programmes at SEC. I mostly saw happy expressions on her face as well:)

Everything was excellent at a large conference hall, even there were more than five sponsers, Pearson Longman, Cambridge University Press (Trend ELT), Express Publishing (Inkaş), Ankara ELT (Machmillan English), Nüans and Oxford University Press.

Boysan Bengil, my real friend, hope your birthday is just the beginning of a year full of happiness

If you are married
your wife will be happy
for you were born this day.

If you are not married
Your parents will be happy
for you were born this day.

If you don't have parents
I will be happy as your friend
for you were born this day.

Happy Birthday! You're not getting older...just more distinguished! :)) You're always more than a friend, and I remember you in my heart and mind as well.
Missed old days, waiting for you in Capital city! :)
Take care

Love

Erkin

10 May 2007

Yarın

Hiçbir siyasi partiye üye deyilim, ama sanat, edebiyat, resim ve fotoğraf hayatımın bir parçasıdır.

Erkin

YARIN

birşeyler olacak yarın
duruşundan belli
kırdaki atların
bulutların koşuşundan belli
kazışından köstebeklerin toprağı
karıncaların telâşından belli
birşeyler olacak yarın
belki bir tomurcuk
belki bir ağacın düşen yaprağı
belki de bir çocuk
pek o kadar göremesek de uzağı
kuşların uçuşundan belli
birşeyler olacak yarın
öbürgünden önemsiz
yarından önemli

by Bülent ECEVİT

Şair güzel yazmış,

Bende bu mısralardan etkilendim, izninizle bende karalamak istiyorum...

BELKİ

yarın birşeyler olacak, belki bu gönül bir gün daha gülümseyecek,
Mutluluk yüzüme yansıyacak.
gözlerdeki ışıltıya katıldığımdaki mutluluk bir başka olacak,
ne dün için ne bugün için belki yarın için.
nefes alıyorsam ki ozaman mutluyum,
dudaklarım hasret olsada sevgiliye
belki bu gönül birgün daha gülümseyecek
belki gözyaşım sevince karışacak yarın birşeyler olacak
belki birdaha bu yazılanlar okunmayacak
haykırsamda sesim çıkmayacak
dün bugünden güzel olacak demiştin
yoksa yarın mı bugünden güzel olacak
yarın çocuk gibi dudaklarını buruşturduğunda ağlarım şimdi yokluğuna
belliki yarında sen benim yokluğumda dudaklarını buruşturacaksın
belki oda olmayacak
hatıralarda kalacak
belki yarın birdaha olmayacak.

by Erkin YILDIRIM



1 May 2007

Smart Board

Sevgili öğretmen arkadaşlarım, Smart Board işte böyle kullanılır!






http://www.youtube.com/watch?v=NZNTgglPbUA

Smard Boardu biliyorum ama bu profesörü tanımak istiyorum diyorsanız, lütfen bu profesörün aşağıdaki kişisel web sayfasını tıklayınız.

Profesör Randall Davis, kişisel web sayfası

23 April 2007

23 Nisan 2007

Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!
M.Kemal Atatürk (Bursa, 1922)


Bütün öğrencilerime ve ulusuma güveniyorum. Atatürkümüzün yukardaki sözlerine ekleyecek birşey bulamadım!

18 April 2007

Zeynep KANRA

Tibet - Butan - Nepal

Dia Gösteri & Sunum

8 Haziran 2007
saat 19:00

yer: Turkcell Konferans Salonu

Meşrutiyet Cad. No:153

Tepebaşı - Taksim

İstanbul Türkiye

13 April 2007

ANKARA METROSUNUN KULLANIMI HAKKINDA BİR ANKET

Arkadaşlar tez çalışmasında kullanmak üzere mimar bir arkadaşımın hazırladığı metroya ilişkin ankete katılmak isterseniz sevinirim. Ankete aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz ayrıca listenizdeki kişilere de anketi ulaştırabilirseniz çok mutlu olurum şimdiden katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ederim.

Anket bu linki adres çubuğuna yapıştırabilirsiniz.

5 April 2007

Muthiş Hikaye

Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: "Nazif Bey mi?" dedi. "Evet,Nazif Bey!" diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla "Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu." dedi. Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı yüreğine. "Ya, öyle mi.?" diyebildi sadece. Hicranlı bir suskunlukla bir müddet öylece kalakaldı. Gözlerine hücum eden yaşlar yanaklarından süzülüp göğsüne damladı. Kendisini toparlayıp "Onun adına görüşebileceğim bir yakını var mı acaba?" diye sordu. "Evet var, oğlu Selim Bey....". Titrek bir sesle "Öyleyse Selim Beyle görüşebilir miyim?" dedi. Görevli hanım, insanda saygı uyandıran bu kibar beyefendiye, "Selim Bey oldukça meşgul bir insan, randevusuz görüşmek pek mümkün olmuyor; ama ben yine de kendisine bir haber vereyim." dedi ve telefona yöneldi.. Sonra "Kim diyelim efendim?" diye sordu.
"Kendimi ona ben tanıtmak istiyorum kızım." cevabı üzerine sekreter dahili telefonu çevirdi. Daha sonra mütebessim bir çehreyle, "Selim Bey sizinle görüşmeyi kabul etti, lütfen beni takip edin." dedi. Beraber merdivenden çıktılar. İnce bir zevkle döşenmiş geniş bir salondan geçip büyük bir kapının önünde durdular, sekreter kapıyı açarak, 'Buyurun!' dedi. O da içeri girdi. Kendisini ayakta bekleyen vakur ve mütebessim gence doğru hızlı adımlarla yürüdü, elini uzatarak, "Merhaba, ben Prof. Dr. Mehmet Baydemiş." dedi. "Bendeniz de Selim Cebeci. Lütfen buyurun, oturun." dedi, genç iş adamı. Mehmet Bey, kendisine gösterilen yere oturur oturmaz: "Yirmi üç yıl, tam yirmi üç yıl. Vaktiyle bana burs verip okumama vesile olan insanın elini öpmek için bu ânı bekledim." dedi ve dudakları titredi, özleri doldu. "Ama o büyük insanın elini öpmek nasip değilmiş, bunun için ne kadar üzgünüm anlatamam."
Yaşarmış gözlerini kuruladıktan sonra Selim Beye döndü: "Fakat en azından o büyük insanın mahdumunun elini sıkmaktan da bahtiyarım."
Misafirin bu sözleri üzerine Selim Bey yerinden fırladı, kulaklarına inanamıyordu. Kelimelerinin her biri birer hayret nidâsı gibi dizildi cümlelerine: "Mehmet Baydemiş demiştiniz değil mi, Tosyalı Mehmet Baydemiş mi?" Profesör, delikanlının bu heyecanlı haline bir anlam veremeyerek başıyla "Evet" dedi. Bunun üzerine Selim Beyin gözleri sevinçle parladı. "Babamla sizi uzun yıllar aradık; ama bulamadık." dedi. Profesörün yanına gelerek iki eliyle elini tuttu, candan bir dost gibi sıktı ve "Sizi karşıma Allah çıkardı." dedi.
Bu sözler profesörü çok şaşırtmıştı. "Uzun yıllar beni mi aradınız? Peki, ama neden?" dedi.
Selim Bey gülen gözlerle profesöre bakarak "Bizdeki emanetinizi vermek için..." deyince, profesörün şaşkınlığı iyiden iyiye arttı. "Emanet mi?" dedi. Selim Bey cevap vermeden yerine geçip telefonu çevirdi. Karşısındakine "Gelebilir misiniz?" deyip telefonu kapattı. Mehmet Bey, şaşkın gözlerle Selim Beyebakarken kapı çalındı, odaya iyi giyimli bir bey girdi. Selim Bey ona yanına gelmesini işaret etti, sonra kulağına bir şeyler fısıldadı. Gelen kişi bir şey söylemeden geldiği kapıya yöneldi. O çıkarken Selim Bey, misafiriyle tatlı bir sohbete başladı. Sohbetleri koyulaştıkça, çehrelerindeki şaşkınlık, yerini birbirlerine hasret kırk yıllık ahbapların yeniden buluşmalarındaki sevinç, samimiyet ve güvene bırakmıştı.
Mehmet Bey yurt dışındaki tahsilinden, araştırmalarından ve yirmi üç yıl boyunca her yıl büyüyen memleket hasretinden bahsetti. Sonra Nazif Beyin duvardaki portresini göstererek, "Bu günlerimi şu büyük insana borçluyum." dedi. "Bana yalnızca maddî destek vermedi, mânen de beni hiç yalnız bırakmadı. Yurt dışında tahsil görürken yanlışa her yeltendiğimde hayalen yanımda hazır oldu. 'Sana bunun için burs vermedim.' diyerek bana istikamet verdi. Ona her namazımda dua ediyorum." dedi ve gözlerini Nazif Beyin duvardaki fotografına mıhladı.
Sonra gözleri portrenin altındaki ilk anda mânâ veremediği diğer tabloya kaydı. Son derece şık bir çerçevenin içinde, bazı yerleri yamalı ve tamir görmüş oldukça eski bir çift çorap duruyordu. Biraz daha dikkatli baktığında çerçevede bazı cümlelerin de sıralandığını fark etti: "Bir müddet zeytin yiyeceğiz, sonra..." Selim Bey, kendisine bir soru sorduğu için başını ona çevirdi; fakat aklı tabloda kalmıştı. Selim Beye cevap verirken tabloya bir daha baktı. İkinci cümle de birinci cümle gibi üç nokta ile bitiyordu: "Bir müddet sabredeceğiz, sonra..." İyice meraklanmıştı. Bu ilk görüşmeleri olmasaydı, yanına gidip tabloyu iyice inceleyecekti; fakat bu uygun düşmez, düşüncesiyle yalnızca sohbet arasında göz ucuyla merakını gidermeye çalışıyordu. Ancak her seferinde biraz daha artan bir merakın içinde kalıyordu.
Üçüncü cümlede: "Bir müddet yürüyeceğiz, sonra..." diye yazıyor ve altta böyle birkaç cümle daha sıralanıyordu. Artık aklı hep tablodaydı.
Sonunda dayanamayıp, "Selim Bey merakımı mazur görün. Şu tabloya bir mânâ veremedim." Selim Bey kendisine has bir gülüş ile misafirine baktı, derin bir nefes alarak: "Malumunuz, babam varlıklı bir insandı. Oldukça yi bir hayatımız vardı. Sonra ne olduysa her şeyimizi kaybettik. O zenginlikten geriye hiçbir şey kalmadı. Köşkümüzdeki hizmetçiler de gitti. Yemekleri artık annem yapıyordu. Hatırlıyorum da bir sabah, kahvaltıya sadece zeytin koyabilmişti. O zengin kahvaltılarımıza bedel, yalnızca zeytin... Şaşkınlık içinde, 'Başka bir şey yok mu?' diye sormuştum. Bu soru karşısında annemin hüngür hüngür ağlayışı gözümün önünden hiç gitmiyor.
Annemin ağlayışına mukabil babam: 'Bir müddet zeytin yiyeceğiz, sonra...' dedi ve durdu, güçlü bakışlarını üzerimizde gezdirdi, 'Alışacağız.' dedi. Ve iştahla bir zeytin alıp ağzına attı.
Birkaç gün sonra haciz memurları gelip köşkümüzü de elimizden aldılar. Kenar bir mahallede küçük, eski bir eve taşındık. Doğru dürüst bir eşyamız da kalmamıştı. Annem bezgin bir sesle: 'Bu evde hiçbir şey yok! Burada nasıl yaşayacağız.' diye haykırdı.
Bunun üzerine babam: 'Bir müddet sabredeceğiz, sonra alışacağız.' dedi .
Gittiğim özel okuldan ayrılmış, bir devlet okuluna yazılmıştım. Sabahleyin okula servisle gitmeyi umarken, babam elimden tuttu, 'Bu ilk günün, okula beraber gideceğiz.' dedi. Yürümeye başladık. Okul oldukça uzak gelmişti bana, yorulup geride kaldığımı hatırlıyorum. Babam kim bilir hangi düşüncelere dalmıştı. Geride kaldığımı fark etmemişti. Biraz sonra fark edince bana döndü. İsyan dolu bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Bir an bana ızdırapla baktıktan sonra, yanıma geldi. Bir şey söylemesine fırsat vermeden, kızgın aynı zamanda nazlı bir tavırla, 'Yoruldum.' dedim.
Babam oldukça sakin bir şekilde: 'Bir müddet yürüyeceğiz, sonra alışacağız. ' dedi.
Babam her sabah erkenden çıkıyor, geç saatlerde ancak dönüyordu. Döndüğünde ise küçük odaya çekiliyor, bazen saatlerce orada kalıyordu. Çoğu zaman buradan gözyaşları içerisinde çıktığını görüyordum.
Bir gün, merakıma yenilip babamın küçük odasına girdim. Yerde bir seccade, seccadenin üzerinde de bir tespih vardı. Duvarda ise Arapça bir ibarenin altında şu yazı vardı: 'Allah borcunu ödeme niyetinde olanın kefilidir.' Babamın dediği gibi oldu, zor da olsa zamanla alıştık.
Bu hal birkaç yıl sürdü. Bir gün babam eve çok farklı bir yüz ifadesiyle geldi. Ağlamaklı bir yüz ifadesi vardı. Her birimize bir paket getirmişti. Köşkten ayrıldığımız günden beri ilk defa paketlerle eve geliyordu. Bizi bir araya topladı. 'Bugün, benim için ne mânâya geliyor biliyor musunuz?' dedi, kelimeleri boğazına düğümlendi, gözlerine yaşlar hücum etti. Sözlerini kesmek zorunda kaldı. Her birimize hediyelerimizi teker teker verdi ve bizi ayrı ayrı kucaklayıp yanaklarımızdan öptü, kendisi de bir koltuğa o turdu. Cebinden gazeteye sarılı bir şey çıkardı. O sırada da ağlıyordu. Hepimiz şaşkınlık içinde babama bakıyorduk. Gazeteyi açtı, içinden bir çift yeni çorap çıkardı. Bu gözyaşlarıyla, bir çift çorabın alâkasını kurmaya çalışırken babam, beklemediğimiz bir şey yaptı. Çorabı burnuna götürdü, kokladı, kokladı. Arkasından hıçkırarak ağlamaya başladı. Hepimiz şok olmuştuk, tek kelime bile söylemeden bekledik.
Babam nihayet kendisini topladı ve 'Bir zaman önce, büyük bir borcun altına girmiştim. Borcumu ödeme niyetiyle yeniden çalışmaya başladığım zaman kendi kendime 'bütün kazancım, borçlarımı ödeyinceye kadar alacaklılarımın hakkıdır. Onların hakkını vermeden ayağıma bir çorap almak bile bana haram olsun.' demiştim. Bugün ise, Allah'ın yardımıyla, borcumu bitirdim. Artık kimseye tek kuruş borcum kalmadı." dedi. Sonra gözyaşları içinde ayağındaki çorapları çıkarıp yeni çoraplarını giydi. Ben de o eski çorapları hem aziz bir baba yadigârı, hem de bir ibret nişanesi olarak sakladım.
Bu çoraplar her gün bana: 'Paralarını ödeyinceye kadar bütün kazancım alacaklılarının hakkıdır.' diyor". Selim Beyin bakışları bilinmez âlemlere dalarken o, nemlenen gözlerini kuruladı, sonra dönüp duvardaki siyah-beyaz fotografa hayran hayran baktı. "Babanız sandığımdan da büyükmüş Selim Bey. Ben olsaydım öyle müreffeh bir hayattan sonra anlattığınız gibi bir darlıkta, herhalde çıldırırdım." Selim Beye döndü ve "Siz ne yapardınız?" diye sordu. Selim Bey kendisine has tebessümü ile: "Bir müddet zeytin yerdim, sonra..." dedi ve gülümsedi. O sırada kapı çalındı, biraz önceki beyefendi elinde bir kutuyla içeriye girdi. Kutuyu Selim Beyin masasına bırakıp çıktı. Selim Bey yerinden kalkıp kutuyu alarak Mehmet Beye uzattı. 'Buyurun, yıllarca size vermek istediğimiz emanetiniz.' dedi.
Mehmet Bey bilinmez duygular içerisinde kutuyu açtı. İçinden kadife bir kese çıktı. Keseyi açıp içini kutuya boşalttığında merakı iyiden iyiye arttı. Keseden birkaç tane cumhuriyet altını ile bir not çıkmıştı. Mehmet Bey hassasiyetle katlanmış kâğıdı açıp okumaya başladı. Sevgili Mehmet Bey oğlum, Bazen istediğimizi yaparız, çoğu zaman da mecbur olduğumuzu.... Tahsil hayatınız boyunca size burs vermeyi taahhüt etmiştim. Ancak eğitiminizin son altı ayında size burs verme imkânını bulamadım. Bir müddet sonra imkânlarıma yeniden kavuştum; lâkin bu sefer de size ulaşamadım. Dolayısıyla size borçlandım ve borçlu kaldım. Eğer böyle bir borcu gözyaşı ve ızdırapla ödemek mümkün olsaydı, ben bu borcu fazlasıyla ödemiş olurdum. Zira sevgili oğlum, bu altı aylık zaman diliminde bursunu verememenin ızdırabıyla kaç gece ağladım onu Rabb'im bilir. Her neyse, bursunuzu tarihlerindeki değeriyle altına çevirdim. Bu altınlar sizindir. Bunlar elinize ulaştığında, borçlarımın tamamını ödemiş olacağım. Sevgilerimle, Nazif Cebeci. Mehmet Bey neye uğradığını şaşırmıştı. Bu büyük insanın yüceliği karşısında bir çocuk gibi yalnızca ağlıyor, ağlıyordu. Selim Beyde bir hayli duygulanmıştı. Onun da yanaklarından yaşlar süzülüyordu.. Bir ara yaşlı gözlerle babasının siyah-beyaz portresine baktı. Kendisine yıllarca hüzünle bakan gözleri, bu sefer sevinçle bakıyor gibiydi

30 March 2007

Dünyada en önemli, en değerli şey nedir?

Lütfen kapıyı kapatın veya tek başınıza kalabileceğiniz bir yere gidin. Kendinize sorarmısınız, dünyadaki en önemli, en değerli şey nedir? Elbet birşeyler düşünebilirsiniz, belkide bana en az dört şey sayabilirsiniz. AMA dikkat edin! Lütfen öyle bir şey söyleyin ki o olmadan bu saydıklarınızı yapmanız oldukça zor olur. Eğer onun ne olduğunu bulursanız afferin size! :) ona sıkıca sarılın onsuz diğer hiç birşeyi yapamazsınız.

27 March 2007

GESİ BAĞLARI

Bir arkadaşımın ricasını kıramadım. Bu sözlere bende takıldım. Vakti geldiğinde söylemiş bu türküyü Barış Manço! En duygulu türkü... Katılırım en iyi yorum başta Barış Manço'ya aittir. Bazılar derki Kayseri türküsüdür...

Gesi Bağları nerededir? Kayseri mi? Kayseri'nin Gesi beldesi mi?


Gesi bağlarında dolanıyorum
Yitirdim yarimi aman aranıyorum
Bir çift selamına güveniyorum
Gel otur yanıma hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor ben o yari neyleyim?

Gesi bağlarında üç top gülüm var
Hey Allah'tan korkmaz sana bana ölüm var
Ölüm varsa şu dünyada zulüm var
Atma garip anam beni dağlar ardına
Kimse yanmasın anam yansın derdime...

21 March 2007

Sevdiğim kitaplar

En iyi kitap veya kitaplar dersem aklınıza hangileri gelir?

18 March 2007

Şehitler günü

Aziz Şehitlerimizi Şükranla Anıyorum. Şehitlerimizden aldığımız Vatanseverlik, Milletseverlik Bayrağını Taşıma Azminde Olmakla Onlara Olan Borcumu Biraz Olsun Ödemeye Çalışıyorum.

Türk Silahlı kuvetlerinin bu önemli gününü candan kutlarım.


“Bu memleketin topraklarında
kanlarını döken İngiliz, Fransız,
Avustralyalı,Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar!
Burada, dost bir vatanın toprağındasınız.
Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.
Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar!
Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.
Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK

9 March 2007

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3. Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.

Türkiye’den Rakamlar ( Milliyet, 8 Mart 2001)
1. Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3. Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.

22 February 2007

Young Learners

I attended an ELT presentation on Teaching and assessing Young Learners by Olha MADYLUS on 21 Feb. 2007 The Turco British Association, Ankara TURKEY.

If I don’t move forward in ELT, one day I’ll move backward in ELT.

18 February 2007

Aynalı Beşik

Bir belgeselde çalan bu türküye aklım takıldı. Ne güzel söyler...

Eledim Eledim Hölük Eledim,
Aynalı Beşikte Canan Bebek Beledim.
Büyüttüm Besledim Asker Eyledim,
Gitti De Gelmedi Canan Buna Ne Çare,
Yandı Ciğerim De Canan Buna Ne Çare.

Bir Güzel Simâdır Aklımı Alan,
Aşkın Sevdasını Canan Sineme Saran.
Bizi Kınamasın Ehl-İ Din Oğlan.
Gitti De Gelmedi Canan Buna Ne Çare

15 February 2007

Valentine's Day

Valentines Day is a day to express my Love for Deniz. I love her more than everything...
Happy Valentine's Day! I whisper those three magical words jut for you, I Love You! Really everything is so beautiful around me since you came along... I love you... be my valentine forever...

Love
Erkin

14 February 2007

Valentine's Day Sevgililer Günü

In February, what shall I do? I'll make some valentines for you.
The first will have a cupid's face;
The second will be trimmed with lace.
The third will have some roses pink;
The fourth will have a verse in ink.
The fifth will have a ribbon bow;
The sixth will glisten like the snow.
The seventh will have some lines I drew;
The eighth, some flowers just a few.
The ninth will have three little birds;
The tenth will have three little words;
I LOVE YOU!

1 February 2007

Be honest, please always be honest!

I’m going through my goals at the moment, and I thought about this one for awhile, and decided it’s time to tick it off. I’ve been working very hard lately to be honest with people, as I’ve slowly learnt that the outcome is always better.

31 January 2007

Ankara'da kar var!

Oh be! :))) Bence 2007'nin ilk ve uzun süreli kar yağışı başladı. Yağsın lütfen yağsın. Çok özledim kar topu oynamayı:) Bu arada bütün öğrencilerime iyi tatiller diliyorum. Bol bol dinlenin, kitap okuyun ve tabiki kar topu oynamayı unutmayın :)

21 January 2007

Hangi kitapları tavsiye edersiniz?

What book do you recommend? What a great question!:) 2007 nin bu ilk ayında hangi kitapları okuyorsunuz? Hangi kitapları tavsiye edersiniz? Niçin? Kitap okumanın ve okuyarak edinen bilginin paylaşımının oldukça önemli olduğunu düşündüğüm için hasta yatağımda yada geceleri okumaya çalışıyorum.

Bence kitap okumamak büyük bir eksiklik, boş vakitlerde kitap okumamak ise aptallıktır!. Kitabın verdiğini yüzde yüz bir TV asla veremez. Radyo ise belki yarısını verir...

Kitapsız kalmayın

14 January 2007

Nutuk by Atatürk

Tam olarak tarihi hatırlayamıyorum, ancak yaşım daha 19 du. Bana D. Anadolu Sertaç Fabrikasının müdürü bir kitap tavsiye etmişti. Hangi kitap mı? Atatürk’ün kaleme aldığı büyük eserlerden biri, NUTUK.

O gün kulüpte alınan bazı kararlar ve o günün şartlarında ki olumsuz memleket halleri biz gençleri çok üzüyordu. Hüseyin bey bizleri dinledi, dinledi, dinledi sonra bana döndü. Erkin, Niye Nutuk okumuyorsunuz? dedi!. Gerçekten son bir haftadır tekrar okuduğum bu büyük eserde ders çıkartacak o kadar konu var ki. Şuan benim elimde orijinal 63 basımı Nutuklar var. Gözüm gibi koruyorum. Şuan Hüseyin beyin ne demek istediğini daha iyi anlayabiliyorum.

Sevgili öğrencilerim, sevgili dostlarım, boş vakitlerinizde lütfen Atamızın eserini okuyun. Bir daha okuyun. O günün koşullarını ve bugünün koşullarını değerlendirin. Okuduğumda o kadar çok heyecanlanıyorum ki. Bazı Türkçe kelimeleri, cümleleri anlamasam da genelinden çok anlamlar çıkartabiliyorum. Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır.

Bir değişiklik yapın ve 2007 yılına bu büyük eseri tekrar okuyarak girin.

12 January 2007

Shikidim by TARKAN

My favourite Turkish singer, Tarkan. I enjoy his voice,I think he is still one of the most successful Turkish singers in Turkiye . Definitely he is also well known pop singer in Europe and America as well.

Especially I love his that song, Shikidim (Şikıdım)

I've been watching you across the room
Hypnotize all the eyes on you
Find it hard trying to keep my cool
But I know it ain't gonna last
Think I see where this can lead
All the signs are there warning me
A girl like you could take me down too deep
I can tell, you're into moving fast

The way you work it on the floor
Makes me want it even more
Something more than just a dance
The way you tempting me
The way you teasing me
And it's killing me

Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikidim
Yeah baby shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin
Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikdim
I wanna see you shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin

You don't try to hide what you say
It's anything you do
And I like all the games that you play
It's everything about you

Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikidim
Yeah baby shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin
Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikdim
I wanna see you shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin


I wanna steal a kiss from your lips
Then we go step further than this
Baby you're the one the only one
Whose impossible to resist

The way you work it on the floor
Makes me want it even more
Something more than just a dance
The way you tempting me
The way you teasing me
And it's killing me.


by TARKAN

5 January 2007

2007 son on yılın en sıcak yılı olabilirmiş!

Eskiden, eskiden dediğim 1990 larda apartmanımızın önünde diz boyuna kadar kar olurdu. Okul dönüşü, veya gece arkadaşlarla altımıza kartonları koyar kayardık. Kartopu oynamadan eve girmezdik. Şimdi ne kar var ne yağmur. Çevremiz bomboştu ama şimdi her yer beton oldu!

Bu küresel ısınma beni endişelendiriyor. Mevsimler bozuldu, ülkenin başkentinde yaşıyorum. Belediye başkanı diyor ki "Sular azaldı, kesinti yapabiliriz!". İstanbul keza aynı! Eee kuzum ne olacak halimiz? Yazın susuz mu kalacağız? İngiliz meteoroloji uzmanlarıda bu yılın son yüz elli yıllık dönem deki en sıcak yıl olabilir yorumunu yapıyorlar.