12 August 2008

TARİH

Anneannem, dedem, babaannem, büyükbabam ve onların babaları Osmanlı İmparatorluğu'nu tanımış görmüş aynı zamanda da Cumhuriyetin kuruluşu ve büyümesine şahit olmuşlardı. Ne yazık ki onlardan olmasa da çocuklarından yani annem ve babamdan tarih adına fazlasıyla bilgiler edindim, tarihi hikayeleri dinledim. İlkokul ve ortaokul yıllarımın sonlarına doğru, merakım beni birinci dünya savaşından çok ikinci dünya savaşı ve o savaştaki ülkelerin tarihini okumama yönlendirdi. Özellikle Alman tarihi üzerine lise yıllarımın ilk senesinde en az otuz kitap okumuş ve kendi kendime niye lisede veya ortaokulda Dünya veya çevre ülkelerin, veyahut Avrupa ülkelerinin tarihini okumuyoruz diye sordum sordum. Yanıtını hala bulamadım! Sadece Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet sonrası tarihi okuyoruz. Halbuki diğer ülkelerin tarihini bilir, okur anlamaya çalışırsak ülkemizin tarihine daha sıkı sıkıya bağlanacağımıza yürekten inanıyorum.

Üniversite yıllarımda ise İngiliz tarihini, Uluslararası İlişkiler bölümünden aldım. Öğretmenlerim dikkatli olmamı çünkü bu bölümün derslerinin hem ağır hem de zor olduğunu söylemişler, üstelik üniversite son sınıf ve son dönemlerinde takılmamı hiç arzu etmiyorlardı. O günü hiç unutmam, Prof. Dr. Sabri Koç’un ofisindeydim, odada Prof. Doç. Dr. Necdet OSAM da vardı. Başka bir bölümden seçmeli ders olarak Tarih dersi almak istediğimi söylediğimde, gülümseyen öğretmenlerim aynı zamanda şaşkınlıkları da yüzlerine yansımıştı. Niçin Eğitim Fak'ten seçmeli ders almadığımı sordular. Halbuki ben küçüklükten beri farklı ve güçlü ülkelerin tarihini okumaktan zevk alıyordum. Sabri öğretmenim söylediği sözleri unutamam, “Erkin, oğlum çok açılma, boğulursun.” Ancak ben o dersi A+ il geçmiş, merakımı bir ölçüde gidermiştim.

Yoğun bir iş tempom var, ancak diyebilirim ki son birkaç aydır, tarih kitaplarını tekrardan okumaya yöneldim. Bunda etkili olan ise bu yaz tatilinde Çanakkale gezisine eşimle beraber katılmış olmam. Genç ama bir o kadarda konusunda bilgili ARSLAN Bey Çanakkale bölgesini dolaşırken tekrardan ulusumun eşsiz tarihini bize yaşattı ve hatırlattı Bu fırsatı bize veren rehberimiz Emrah ARSLAN Bey'e tekrardan teşekkür ederim.

Çanakkale ve Truva bölgelerinde sayısız fotoğraflar çekme fırsatı yakaladım. Çanakkale ve Truva adı altında bir takım gezi notlarımı yazmayı, fotoğrafların bir kısmını da ekte eklemeyi düşünüyorum. Yazılarımı okumanızı, vaktiniz olursa da muhakkak o tarihi bölgeleri ziyaret etmenizi arzu ediyorum.

Birkaç e-mail aldım. Benim özellikle hangi ulusun tarihini sevdiğim veya ilgi duyduğumu soruyorlar. Belkide şöyle yapmalıyım, yukarıda dediğim gibi tarihi gezilerimdeki notlarımı okursanız bunun yanıtını daha net bir şekilde alabilirsiniz.

2 comments:

Nesrin DERİNKUYU said...
This comment has been removed by the author.
Erkin said...

S.Nesrin,

Lider + takım güzel çalışmış = Ailelerimiz ve aileleri hayatta kalmış, bizler doğmuşuz.