16 June 2007

Miss. Beril Kaya

Dear my assistant,

No no! I changed my mind! You've been my colleague since March 05. 2007 :)) You know I'm so busy so I wanna talk about you more than this very soon!

Father's Day

You know that important day, Father's Day is June 17th. If I were you I could give my Dad what he wants this year! Certainly a book! It can be a great book! So if he was alive, I would like to buy a book.

I missed him more than every thing. When I had army service, I was a lieutenant he wasn't with me! I'll get marry very soon but He won't here with me! So dear friends please take care of your father. We cannot come back!

10 June 2007

Okullar erken tatil oluyor

Bugünkü Milliyet gazetesinin haberine göre okullar 15 Haziran Cuma günü tatile girecek.

8 June 2007

Yağmur yağıyor

Yağmur yağıyor,
Seller akıyor,
Arap kızı
Camdan bakıyor :))

Ne güzel bol bol yağmur yağıyor...

Big big girl

Benden en çok geçen ay dinlemek istediğiniz şarkınızın sözlerini size armağan ediyorum.

I'm a big big girl
Ben büyük büyük bir kızım

In a big big world
Büyük büyük bir dünyada

It's not a big big thing if you leave me
Bu büyük büyük bir şey değil, eğer beni terkedersen

But I do do feel that
Ama ben çok çok hissediyorum ki

I do do will miss you much
Seni çok çok özleyeceğim

Miss you much...
Çok özleyeceğim

I can see the first leaf falling
İlk yaprağın düştüğünü görebiliyorum

It's all yellow and nice
Tamamen sarı ve hoş

It's so very cold outside
Dışarıda hava çok soğuk

Like the way I'm feeling inside
Tıpkı benim içerde hissettiğim gibi

Nakarat

Outside it's now raining
Dışarda şimdi yağmur yağıyor

And tears are falling from my eyes
Ve gözlerimden yaşlar süzülüyor

Why did it have to happen
Bu neden olmak zorundaydı

Why did it all have to end
Neden her şey bitmek zorundaydı

Nakarat

I have your arms around me ooooh like fire
Kolların beni sarıyor, ooooh ateş gibi

But when I open my eyes
Ama gözümü açtığım zaman

You're gone...
Gitmiş oluyorsun...

5 June 2007

PEACE AT HOME, PEACE IN THE WORLD

Peace at home, peace in the world.

PEACE AT HOME, PEACE IN THE WORLD

Founder of the Turkish Republic,

4 June 2007

Cambridge Sınavları

Sevgili öğrencilerim,

2006 yılında 6 kişiyle yola çıktık, şuan ise 18 kişisiniz ve eminim Cambridge sınavlarından hepiniz çok iyi sonuçlar alacaksınız. Sizlerle gurur duyuyorum.

Biz öğretmenlerden yardımlarını esirgemeyen değerli ailelerinize teşekkür ediyorum. Eminim çocuklarınız çok yüksek notlar alacak!.

Sizlere 14 hafta boyunca canla başla eğitim veren öğretmenleriniz, Selin Altuğ ve Tuğba Eyine de teşekkürlerimi sunarım. Gerçekten sizler için çok çalıştıklarını biliyorum. Ellerinize sağlık öğretmenlerim.



İng. öğretmeni
Erkin YILDIRIM
June 03. 2007

PS: Sınav sonuçlarını Ağustos ayının 20 sinden sonra kurumumuza gelerek veya telefonla bize ulaşarak öğrenebilirsiniz.

Sabahleyin Cambridge Movers sınavına giren öğrencilerim
ve onları yanlız bırakmayan öğretmenleri ve tabiki aileleri.



Öğleden sonra Cambridge Starters sınavına giren öğerencilerim ve onlara eşlik eden öğretmenleri ve aileleri.









Fotoğraf makinamın dilinden;
Bazı anlar vardır, dondurmak ve saatlerce bakmak isteriz, bazı anlar vardır unutur gideriz. Ama bazı anlar vardır ömür boyu hatırlamak isteriz.
E. YILDIRIM

1 June 2007

Mesut Uzun

Uzun ailesinin acısını yürekten paylaşıyor, Allahtan sevenlerine sabır diliyorum.

Asteğmen Mesut Uzun'un ölümüne çok üzüldüm. Şehit olarak sonsuza kadar milletimizin gönlünde yaşamaya devam edeceğine yürekten inanıyorum. Vatanımızın toprağını bölmek için uzanan eller mutlaka bir gün kırılacaktır.

Yeter artık!! TERÖR ÖRGÜTÜNÜ LANETLİYORUM!!!

30 May 2007

Dear Deniz, my love, Happy Birthday to you

Dear my love

I love you , ti amo, te quiero...

Happy Birthday Deniz Yılmaz! Hope you have a great day with your boy friend :)

Thinking of you always makes me smile,

I'm sending Hugs and kisses and lot's of love your way to wish you a very HAPPY BIRTHDAY again :)

Love you always

Erkin

29 May 2007

Her Doğan Gün...

Her doğan gün akıllı bir insan için, yeni bir başlangıçtır.

D. YILMAZ

Kingdom of Heaven

Has anyone seen "Kingdom of Heaven" ? I saw it two and half year ago! I watched it again yesterday. So Who is Selahaddin Eyyubi?

28 May 2007

Kitap okuyor mu su nuz?

Düşünen, fikir üreten, düşündüğünü ifade edebilen ve yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırabilen fertlerin sayısının artması için, çocukluk çağında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir.

Kitap okuma çocuklara bazı zihnî maharetler kazandırır. Kitap okuyan çocuklar eğitim süreçlerinde anne babaların ve eğitimcilerin işlerini de kolaylaştırır. Eğitime yapılan yatırımın karşılığını almak isteyen anne babaların çocuklarını pahalı okullara göndermeleri ve onların istedikleri her şeye ulaşmalarını sağlamaları yeterli değildir. Çünkü okuma alışkanlığı olmayan çocuklar, başarılı olmada zorlanmaktadırlar.

Lütfen bazı günler televizyonu kapatıp kitap okuyalım...

26 May 2007

Hayat

Uğraş didin farklı şeyler yapmak için
Üç kişi ya da beş kişi anlar
Ve zaman, ve zaman farklı yüzlerle
Bazen yanında bazen arkanda

Yalan diye bir şey yok
Gördük ama konuşmadık

Ve hayat her şey yolundayken dur dedi artık

Ve hayat herkes evindeyken dur dedi artık

Ve hayat -ki canına tak etmişti- sus dedi artık

Ve hayat

Kırık düşler, aynı yalnızlık
Öyle azaldık ve yıprandık ki
Kafamız karışık, değişmek zor
Dünya yıkılsa anlamazlar

Söyleyen : Mor ve Ötesi

24 May 2007

Ankaram Geçmiş olsun, Ulusum Geçmiş olsun! Explosion at the Anafartalar Shopping Center in Ankara, Turkey!

Ulus'taki Anafartalar Çarşısı'nın önünde patlayan bomba gerçekten çok üzücü. Güzel Ankaram ve Ulusum bunu hakettmiyor !!

Terörü lanetliyorum !!!

Dün Ulusun yakınından (olay yerinden) 17:00 civarında otobüsle geçmiştim. saat 19:20 de otobüsle Yıldıza doğru giderken, otobüsdeki yolcular patlamayı konuşuyordu. Çok şaşırdım!. 20:20 de ilk mesaj ve arama İstanbul'dan Ercan'dan ve sonra diğer arkadaşlarımdan geldi. Beni merak eden Ankara dışından arayan her arkadaşıma teşekkür ederim.

Ne zaman gece haberleri TV den izleyince olayın ciddiyetini anladım. Altı vatandaşımın ölümü gerçekten üzücü. Bunu güzel ülken gerçekten haketmiyor. Tekrar büyük geçmiş olsun.

Six people were killed and at least 80 hurt in an explosion in Ankara, Turkey!! The front of all building was ripped off by the bomb at the Anafartalar shopping centre, in Ulus, Ankara, Turkey.

19 May 2007

19 Mayıs

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI'NDA

Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılanDemir değil
Sarılan anayurdaKemâl Paşa'nın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutanKaradeniz'in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,İzin verseydi
Kemâl PaşaArdından gürleyip giderlerdi Erzurum'a kadar.
Cahit KÜLEBİ

18 May 2007

Şebnem Şavkılıoğlu, Sevgili yeğenim Doğum günün kutlu olsun! Happy Birthday!

Canım Şebnemcim,

Nice nice mutlu yıllara, bunu herzaman söyleyemesemde seninle daima gururduyuyorum. İşin çok zor ama üstesinden geliyorsun. Hem işinde hemde özel hayatında basamakları hızlı çıkacağına eminim. Bütün dileklerinin gerçekleşmesini diler, gözlerinden öperim.

Seni canından çok seven,
Dayın Erkin YILDIRIM

12 May 2007

3rd ELT CONFERENCE ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları

I attended the 3rd ELT Conference "Lifelong Literature from K to 12" at ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Ankara, Türkiye May 12. 2007

It was excellent. I went there with my director, Mrs. CİMEN. There were three lecturers, Peter GRUNDY, Peter LUCANTONI, and Teresa DOGUELLI.

Mr. GRUNDY is a good author, the former president of IATEFL, said that "the language of literature isn't the language we use in everyday life: so why do we use literature in language teaching and how can we make the best use of it in our classrooms?" In his talk, he tried to show how some of the differences between literature and everday language provide us with a wide range of ideas for stimulating activities which add a range and depth to everyday language teaching.

What about Mr. LUCANTONI? I think he's a very good explorer, explained How to authentic and semi-authentic text from a wide range of sources can be exploited not only to help learners develop and improve their reading skills, but also to provide a basis for practice in writing, listening and speaking. I enjoyed his speech about authentic texts and sure they will helpful for my long career in English language teaching.

Hold on, hold on! :))) I guess Mrs. DOGUELLI is very energetic, funny and excellent teacher. Her presentation, Reading Circles was very good as well. I liked her Reading circles as well. I sometimes didn't manage my large smile on her speech :)

During the coffee break and lunch I got a great chance to have long talk to my director. Unfortunately I do not have many meetings with her! So I had a long talk with her about our ELT and our students' future programmes at SEC. I mostly saw happy expressions on her face as well:)

Everything was excellent at a large conference hall, even there were more than five sponsers, Pearson Longman, Cambridge University Press (Trend ELT), Express Publishing (Inkaş), Ankara ELT (Machmillan English), Nüans and Oxford University Press.

Boysan Bengil, my real friend, hope your birthday is just the beginning of a year full of happiness

If you are married
your wife will be happy
for you were born this day.

If you are not married
Your parents will be happy
for you were born this day.

If you don't have parents
I will be happy as your friend
for you were born this day.

Happy Birthday! You're not getting older...just more distinguished! :)) You're always more than a friend, and I remember you in my heart and mind as well.
Missed old days, waiting for you in Capital city! :)
Take care

Love

Erkin

10 May 2007

Yarın

Hiçbir siyasi partiye üye deyilim, ama sanat, edebiyat, resim ve fotoğraf hayatımın bir parçasıdır.

Erkin

YARIN

birşeyler olacak yarın
duruşundan belli
kırdaki atların
bulutların koşuşundan belli
kazışından köstebeklerin toprağı
karıncaların telâşından belli
birşeyler olacak yarın
belki bir tomurcuk
belki bir ağacın düşen yaprağı
belki de bir çocuk
pek o kadar göremesek de uzağı
kuşların uçuşundan belli
birşeyler olacak yarın
öbürgünden önemsiz
yarından önemli

by Bülent ECEVİT

Şair güzel yazmış,

Bende bu mısralardan etkilendim, izninizle bende karalamak istiyorum...

BELKİ

yarın birşeyler olacak, belki bu gönül bir gün daha gülümseyecek,
Mutluluk yüzüme yansıyacak.
gözlerdeki ışıltıya katıldığımdaki mutluluk bir başka olacak,
ne dün için ne bugün için belki yarın için.
nefes alıyorsam ki ozaman mutluyum,
dudaklarım hasret olsada sevgiliye
belki bu gönül birgün daha gülümseyecek
belki gözyaşım sevince karışacak yarın birşeyler olacak
belki birdaha bu yazılanlar okunmayacak
haykırsamda sesim çıkmayacak
dün bugünden güzel olacak demiştin
yoksa yarın mı bugünden güzel olacak
yarın çocuk gibi dudaklarını buruşturduğunda ağlarım şimdi yokluğuna
belliki yarında sen benim yokluğumda dudaklarını buruşturacaksın
belki oda olmayacak
hatıralarda kalacak
belki yarın birdaha olmayacak.

by Erkin YILDIRIM



1 May 2007

Smart Board

Sevgili öğretmen arkadaşlarım, Smart Board işte böyle kullanılır!






http://www.youtube.com/watch?v=NZNTgglPbUA

Smard Boardu biliyorum ama bu profesörü tanımak istiyorum diyorsanız, lütfen bu profesörün aşağıdaki kişisel web sayfasını tıklayınız.

Profesör Randall Davis, kişisel web sayfası

23 April 2007

23 Nisan 2007

Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!
M.Kemal Atatürk (Bursa, 1922)


Bütün öğrencilerime ve ulusuma güveniyorum. Atatürkümüzün yukardaki sözlerine ekleyecek birşey bulamadım!

18 April 2007

Zeynep KANRA

Tibet - Butan - Nepal

Dia Gösteri & Sunum

8 Haziran 2007
saat 19:00

yer: Turkcell Konferans Salonu

Meşrutiyet Cad. No:153

Tepebaşı - Taksim

İstanbul Türkiye

13 April 2007

ANKARA METROSUNUN KULLANIMI HAKKINDA BİR ANKET

Arkadaşlar tez çalışmasında kullanmak üzere mimar bir arkadaşımın hazırladığı metroya ilişkin ankete katılmak isterseniz sevinirim. Ankete aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz ayrıca listenizdeki kişilere de anketi ulaştırabilirseniz çok mutlu olurum şimdiden katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ederim.

Anket bu linki adres çubuğuna yapıştırabilirsiniz.

5 April 2007

Muthiş Hikaye

Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: "Nazif Bey mi?" dedi. "Evet,Nazif Bey!" diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla "Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu." dedi. Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı yüreğine. "Ya, öyle mi.?" diyebildi sadece. Hicranlı bir suskunlukla bir müddet öylece kalakaldı. Gözlerine hücum eden yaşlar yanaklarından süzülüp göğsüne damladı. Kendisini toparlayıp "Onun adına görüşebileceğim bir yakını var mı acaba?" diye sordu. "Evet var, oğlu Selim Bey....". Titrek bir sesle "Öyleyse Selim Beyle görüşebilir miyim?" dedi. Görevli hanım, insanda saygı uyandıran bu kibar beyefendiye, "Selim Bey oldukça meşgul bir insan, randevusuz görüşmek pek mümkün olmuyor; ama ben yine de kendisine bir haber vereyim." dedi ve telefona yöneldi.. Sonra "Kim diyelim efendim?" diye sordu.
"Kendimi ona ben tanıtmak istiyorum kızım." cevabı üzerine sekreter dahili telefonu çevirdi. Daha sonra mütebessim bir çehreyle, "Selim Bey sizinle görüşmeyi kabul etti, lütfen beni takip edin." dedi. Beraber merdivenden çıktılar. İnce bir zevkle döşenmiş geniş bir salondan geçip büyük bir kapının önünde durdular, sekreter kapıyı açarak, 'Buyurun!' dedi. O da içeri girdi. Kendisini ayakta bekleyen vakur ve mütebessim gence doğru hızlı adımlarla yürüdü, elini uzatarak, "Merhaba, ben Prof. Dr. Mehmet Baydemiş." dedi. "Bendeniz de Selim Cebeci. Lütfen buyurun, oturun." dedi, genç iş adamı. Mehmet Bey, kendisine gösterilen yere oturur oturmaz: "Yirmi üç yıl, tam yirmi üç yıl. Vaktiyle bana burs verip okumama vesile olan insanın elini öpmek için bu ânı bekledim." dedi ve dudakları titredi, özleri doldu. "Ama o büyük insanın elini öpmek nasip değilmiş, bunun için ne kadar üzgünüm anlatamam."
Yaşarmış gözlerini kuruladıktan sonra Selim Beye döndü: "Fakat en azından o büyük insanın mahdumunun elini sıkmaktan da bahtiyarım."
Misafirin bu sözleri üzerine Selim Bey yerinden fırladı, kulaklarına inanamıyordu. Kelimelerinin her biri birer hayret nidâsı gibi dizildi cümlelerine: "Mehmet Baydemiş demiştiniz değil mi, Tosyalı Mehmet Baydemiş mi?" Profesör, delikanlının bu heyecanlı haline bir anlam veremeyerek başıyla "Evet" dedi. Bunun üzerine Selim Beyin gözleri sevinçle parladı. "Babamla sizi uzun yıllar aradık; ama bulamadık." dedi. Profesörün yanına gelerek iki eliyle elini tuttu, candan bir dost gibi sıktı ve "Sizi karşıma Allah çıkardı." dedi.
Bu sözler profesörü çok şaşırtmıştı. "Uzun yıllar beni mi aradınız? Peki, ama neden?" dedi.
Selim Bey gülen gözlerle profesöre bakarak "Bizdeki emanetinizi vermek için..." deyince, profesörün şaşkınlığı iyiden iyiye arttı. "Emanet mi?" dedi. Selim Bey cevap vermeden yerine geçip telefonu çevirdi. Karşısındakine "Gelebilir misiniz?" deyip telefonu kapattı. Mehmet Bey, şaşkın gözlerle Selim Beyebakarken kapı çalındı, odaya iyi giyimli bir bey girdi. Selim Bey ona yanına gelmesini işaret etti, sonra kulağına bir şeyler fısıldadı. Gelen kişi bir şey söylemeden geldiği kapıya yöneldi. O çıkarken Selim Bey, misafiriyle tatlı bir sohbete başladı. Sohbetleri koyulaştıkça, çehrelerindeki şaşkınlık, yerini birbirlerine hasret kırk yıllık ahbapların yeniden buluşmalarındaki sevinç, samimiyet ve güvene bırakmıştı.
Mehmet Bey yurt dışındaki tahsilinden, araştırmalarından ve yirmi üç yıl boyunca her yıl büyüyen memleket hasretinden bahsetti. Sonra Nazif Beyin duvardaki portresini göstererek, "Bu günlerimi şu büyük insana borçluyum." dedi. "Bana yalnızca maddî destek vermedi, mânen de beni hiç yalnız bırakmadı. Yurt dışında tahsil görürken yanlışa her yeltendiğimde hayalen yanımda hazır oldu. 'Sana bunun için burs vermedim.' diyerek bana istikamet verdi. Ona her namazımda dua ediyorum." dedi ve gözlerini Nazif Beyin duvardaki fotografına mıhladı.
Sonra gözleri portrenin altındaki ilk anda mânâ veremediği diğer tabloya kaydı. Son derece şık bir çerçevenin içinde, bazı yerleri yamalı ve tamir görmüş oldukça eski bir çift çorap duruyordu. Biraz daha dikkatli baktığında çerçevede bazı cümlelerin de sıralandığını fark etti: "Bir müddet zeytin yiyeceğiz, sonra..." Selim Bey, kendisine bir soru sorduğu için başını ona çevirdi; fakat aklı tabloda kalmıştı. Selim Beye cevap verirken tabloya bir daha baktı. İkinci cümle de birinci cümle gibi üç nokta ile bitiyordu: "Bir müddet sabredeceğiz, sonra..." İyice meraklanmıştı. Bu ilk görüşmeleri olmasaydı, yanına gidip tabloyu iyice inceleyecekti; fakat bu uygun düşmez, düşüncesiyle yalnızca sohbet arasında göz ucuyla merakını gidermeye çalışıyordu. Ancak her seferinde biraz daha artan bir merakın içinde kalıyordu.
Üçüncü cümlede: "Bir müddet yürüyeceğiz, sonra..." diye yazıyor ve altta böyle birkaç cümle daha sıralanıyordu. Artık aklı hep tablodaydı.
Sonunda dayanamayıp, "Selim Bey merakımı mazur görün. Şu tabloya bir mânâ veremedim." Selim Bey kendisine has bir gülüş ile misafirine baktı, derin bir nefes alarak: "Malumunuz, babam varlıklı bir insandı. Oldukça yi bir hayatımız vardı. Sonra ne olduysa her şeyimizi kaybettik. O zenginlikten geriye hiçbir şey kalmadı. Köşkümüzdeki hizmetçiler de gitti. Yemekleri artık annem yapıyordu. Hatırlıyorum da bir sabah, kahvaltıya sadece zeytin koyabilmişti. O zengin kahvaltılarımıza bedel, yalnızca zeytin... Şaşkınlık içinde, 'Başka bir şey yok mu?' diye sormuştum. Bu soru karşısında annemin hüngür hüngür ağlayışı gözümün önünden hiç gitmiyor.
Annemin ağlayışına mukabil babam: 'Bir müddet zeytin yiyeceğiz, sonra...' dedi ve durdu, güçlü bakışlarını üzerimizde gezdirdi, 'Alışacağız.' dedi. Ve iştahla bir zeytin alıp ağzına attı.
Birkaç gün sonra haciz memurları gelip köşkümüzü de elimizden aldılar. Kenar bir mahallede küçük, eski bir eve taşındık. Doğru dürüst bir eşyamız da kalmamıştı. Annem bezgin bir sesle: 'Bu evde hiçbir şey yok! Burada nasıl yaşayacağız.' diye haykırdı.
Bunun üzerine babam: 'Bir müddet sabredeceğiz, sonra alışacağız.' dedi .
Gittiğim özel okuldan ayrılmış, bir devlet okuluna yazılmıştım. Sabahleyin okula servisle gitmeyi umarken, babam elimden tuttu, 'Bu ilk günün, okula beraber gideceğiz.' dedi. Yürümeye başladık. Okul oldukça uzak gelmişti bana, yorulup geride kaldığımı hatırlıyorum. Babam kim bilir hangi düşüncelere dalmıştı. Geride kaldığımı fark etmemişti. Biraz sonra fark edince bana döndü. İsyan dolu bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Bir an bana ızdırapla baktıktan sonra, yanıma geldi. Bir şey söylemesine fırsat vermeden, kızgın aynı zamanda nazlı bir tavırla, 'Yoruldum.' dedim.
Babam oldukça sakin bir şekilde: 'Bir müddet yürüyeceğiz, sonra alışacağız. ' dedi.
Babam her sabah erkenden çıkıyor, geç saatlerde ancak dönüyordu. Döndüğünde ise küçük odaya çekiliyor, bazen saatlerce orada kalıyordu. Çoğu zaman buradan gözyaşları içerisinde çıktığını görüyordum.
Bir gün, merakıma yenilip babamın küçük odasına girdim. Yerde bir seccade, seccadenin üzerinde de bir tespih vardı. Duvarda ise Arapça bir ibarenin altında şu yazı vardı: 'Allah borcunu ödeme niyetinde olanın kefilidir.' Babamın dediği gibi oldu, zor da olsa zamanla alıştık.
Bu hal birkaç yıl sürdü. Bir gün babam eve çok farklı bir yüz ifadesiyle geldi. Ağlamaklı bir yüz ifadesi vardı. Her birimize bir paket getirmişti. Köşkten ayrıldığımız günden beri ilk defa paketlerle eve geliyordu. Bizi bir araya topladı. 'Bugün, benim için ne mânâya geliyor biliyor musunuz?' dedi, kelimeleri boğazına düğümlendi, gözlerine yaşlar hücum etti. Sözlerini kesmek zorunda kaldı. Her birimize hediyelerimizi teker teker verdi ve bizi ayrı ayrı kucaklayıp yanaklarımızdan öptü, kendisi de bir koltuğa o turdu. Cebinden gazeteye sarılı bir şey çıkardı. O sırada da ağlıyordu. Hepimiz şaşkınlık içinde babama bakıyorduk. Gazeteyi açtı, içinden bir çift yeni çorap çıkardı. Bu gözyaşlarıyla, bir çift çorabın alâkasını kurmaya çalışırken babam, beklemediğimiz bir şey yaptı. Çorabı burnuna götürdü, kokladı, kokladı. Arkasından hıçkırarak ağlamaya başladı. Hepimiz şok olmuştuk, tek kelime bile söylemeden bekledik.
Babam nihayet kendisini topladı ve 'Bir zaman önce, büyük bir borcun altına girmiştim. Borcumu ödeme niyetiyle yeniden çalışmaya başladığım zaman kendi kendime 'bütün kazancım, borçlarımı ödeyinceye kadar alacaklılarımın hakkıdır. Onların hakkını vermeden ayağıma bir çorap almak bile bana haram olsun.' demiştim. Bugün ise, Allah'ın yardımıyla, borcumu bitirdim. Artık kimseye tek kuruş borcum kalmadı." dedi. Sonra gözyaşları içinde ayağındaki çorapları çıkarıp yeni çoraplarını giydi. Ben de o eski çorapları hem aziz bir baba yadigârı, hem de bir ibret nişanesi olarak sakladım.
Bu çoraplar her gün bana: 'Paralarını ödeyinceye kadar bütün kazancım alacaklılarının hakkıdır.' diyor". Selim Beyin bakışları bilinmez âlemlere dalarken o, nemlenen gözlerini kuruladı, sonra dönüp duvardaki siyah-beyaz fotografa hayran hayran baktı. "Babanız sandığımdan da büyükmüş Selim Bey. Ben olsaydım öyle müreffeh bir hayattan sonra anlattığınız gibi bir darlıkta, herhalde çıldırırdım." Selim Beye döndü ve "Siz ne yapardınız?" diye sordu. Selim Bey kendisine has tebessümü ile: "Bir müddet zeytin yerdim, sonra..." dedi ve gülümsedi. O sırada kapı çalındı, biraz önceki beyefendi elinde bir kutuyla içeriye girdi. Kutuyu Selim Beyin masasına bırakıp çıktı. Selim Bey yerinden kalkıp kutuyu alarak Mehmet Beye uzattı. 'Buyurun, yıllarca size vermek istediğimiz emanetiniz.' dedi.
Mehmet Bey bilinmez duygular içerisinde kutuyu açtı. İçinden kadife bir kese çıktı. Keseyi açıp içini kutuya boşalttığında merakı iyiden iyiye arttı. Keseden birkaç tane cumhuriyet altını ile bir not çıkmıştı. Mehmet Bey hassasiyetle katlanmış kâğıdı açıp okumaya başladı. Sevgili Mehmet Bey oğlum, Bazen istediğimizi yaparız, çoğu zaman da mecbur olduğumuzu.... Tahsil hayatınız boyunca size burs vermeyi taahhüt etmiştim. Ancak eğitiminizin son altı ayında size burs verme imkânını bulamadım. Bir müddet sonra imkânlarıma yeniden kavuştum; lâkin bu sefer de size ulaşamadım. Dolayısıyla size borçlandım ve borçlu kaldım. Eğer böyle bir borcu gözyaşı ve ızdırapla ödemek mümkün olsaydı, ben bu borcu fazlasıyla ödemiş olurdum. Zira sevgili oğlum, bu altı aylık zaman diliminde bursunu verememenin ızdırabıyla kaç gece ağladım onu Rabb'im bilir. Her neyse, bursunuzu tarihlerindeki değeriyle altına çevirdim. Bu altınlar sizindir. Bunlar elinize ulaştığında, borçlarımın tamamını ödemiş olacağım. Sevgilerimle, Nazif Cebeci. Mehmet Bey neye uğradığını şaşırmıştı. Bu büyük insanın yüceliği karşısında bir çocuk gibi yalnızca ağlıyor, ağlıyordu. Selim Beyde bir hayli duygulanmıştı. Onun da yanaklarından yaşlar süzülüyordu.. Bir ara yaşlı gözlerle babasının siyah-beyaz portresine baktı. Kendisine yıllarca hüzünle bakan gözleri, bu sefer sevinçle bakıyor gibiydi

30 March 2007

Dünyada en önemli, en değerli şey nedir?

Lütfen kapıyı kapatın veya tek başınıza kalabileceğiniz bir yere gidin. Kendinize sorarmısınız, dünyadaki en önemli, en değerli şey nedir? Elbet birşeyler düşünebilirsiniz, belkide bana en az dört şey sayabilirsiniz. AMA dikkat edin! Lütfen öyle bir şey söyleyin ki o olmadan bu saydıklarınızı yapmanız oldukça zor olur. Eğer onun ne olduğunu bulursanız afferin size! :) ona sıkıca sarılın onsuz diğer hiç birşeyi yapamazsınız.

27 March 2007

GESİ BAĞLARI

Bir arkadaşımın ricasını kıramadım. Bu sözlere bende takıldım. Vakti geldiğinde söylemiş bu türküyü Barış Manço! En duygulu türkü... Katılırım en iyi yorum başta Barış Manço'ya aittir. Bazılar derki Kayseri türküsüdür...

Gesi Bağları nerededir? Kayseri mi? Kayseri'nin Gesi beldesi mi?


Gesi bağlarında dolanıyorum
Yitirdim yarimi aman aranıyorum
Bir çift selamına güveniyorum
Gel otur yanıma hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor ben o yari neyleyim?

Gesi bağlarında üç top gülüm var
Hey Allah'tan korkmaz sana bana ölüm var
Ölüm varsa şu dünyada zulüm var
Atma garip anam beni dağlar ardına
Kimse yanmasın anam yansın derdime...

21 March 2007

Sevdiğim kitaplar

En iyi kitap veya kitaplar dersem aklınıza hangileri gelir?

18 March 2007

Şehitler günü

Aziz Şehitlerimizi Şükranla Anıyorum. Şehitlerimizden aldığımız Vatanseverlik, Milletseverlik Bayrağını Taşıma Azminde Olmakla Onlara Olan Borcumu Biraz Olsun Ödemeye Çalışıyorum.

Türk Silahlı kuvetlerinin bu önemli gününü candan kutlarım.


“Bu memleketin topraklarında
kanlarını döken İngiliz, Fransız,
Avustralyalı,Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar!
Burada, dost bir vatanın toprağındasınız.
Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.
Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar!
Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.
Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK

9 March 2007

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3. Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.

Türkiye’den Rakamlar ( Milliyet, 8 Mart 2001)
1. Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3. Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.

22 February 2007

Young Learners

I attended an ELT presentation on Teaching and assessing Young Learners by Olha MADYLUS on 21 Feb. 2007 The Turco British Association, Ankara TURKEY.

If I don’t move forward in ELT, one day I’ll move backward in ELT.

18 February 2007

Aynalı Beşik

Bir belgeselde çalan bu türküye aklım takıldı. Ne güzel söyler...

Eledim Eledim Hölük Eledim,
Aynalı Beşikte Canan Bebek Beledim.
Büyüttüm Besledim Asker Eyledim,
Gitti De Gelmedi Canan Buna Ne Çare,
Yandı Ciğerim De Canan Buna Ne Çare.

Bir Güzel Simâdır Aklımı Alan,
Aşkın Sevdasını Canan Sineme Saran.
Bizi Kınamasın Ehl-İ Din Oğlan.
Gitti De Gelmedi Canan Buna Ne Çare

15 February 2007

Valentine's Day

Valentines Day is a day to express my Love for Deniz. I love her more than everything...
Happy Valentine's Day! I whisper those three magical words jut for you, I Love You! Really everything is so beautiful around me since you came along... I love you... be my valentine forever...

Love
Erkin

14 February 2007

Valentine's Day Sevgililer Günü

In February, what shall I do? I'll make some valentines for you.
The first will have a cupid's face;
The second will be trimmed with lace.
The third will have some roses pink;
The fourth will have a verse in ink.
The fifth will have a ribbon bow;
The sixth will glisten like the snow.
The seventh will have some lines I drew;
The eighth, some flowers just a few.
The ninth will have three little birds;
The tenth will have three little words;
I LOVE YOU!

1 February 2007

Be honest, please always be honest!

I’m going through my goals at the moment, and I thought about this one for awhile, and decided it’s time to tick it off. I’ve been working very hard lately to be honest with people, as I’ve slowly learnt that the outcome is always better.

31 January 2007

Ankara'da kar var!

Oh be! :))) Bence 2007'nin ilk ve uzun süreli kar yağışı başladı. Yağsın lütfen yağsın. Çok özledim kar topu oynamayı:) Bu arada bütün öğrencilerime iyi tatiller diliyorum. Bol bol dinlenin, kitap okuyun ve tabiki kar topu oynamayı unutmayın :)

21 January 2007

Hangi kitapları tavsiye edersiniz?

What book do you recommend? What a great question!:) 2007 nin bu ilk ayında hangi kitapları okuyorsunuz? Hangi kitapları tavsiye edersiniz? Niçin? Kitap okumanın ve okuyarak edinen bilginin paylaşımının oldukça önemli olduğunu düşündüğüm için hasta yatağımda yada geceleri okumaya çalışıyorum.

Bence kitap okumamak büyük bir eksiklik, boş vakitlerde kitap okumamak ise aptallıktır!. Kitabın verdiğini yüzde yüz bir TV asla veremez. Radyo ise belki yarısını verir...

Kitapsız kalmayın

14 January 2007

Nutuk by Atatürk

Tam olarak tarihi hatırlayamıyorum, ancak yaşım daha 19 du. Bana D. Anadolu Sertaç Fabrikasının müdürü bir kitap tavsiye etmişti. Hangi kitap mı? Atatürk’ün kaleme aldığı büyük eserlerden biri, NUTUK.

O gün kulüpte alınan bazı kararlar ve o günün şartlarında ki olumsuz memleket halleri biz gençleri çok üzüyordu. Hüseyin bey bizleri dinledi, dinledi, dinledi sonra bana döndü. Erkin, Niye Nutuk okumuyorsunuz? dedi!. Gerçekten son bir haftadır tekrar okuduğum bu büyük eserde ders çıkartacak o kadar konu var ki. Şuan benim elimde orijinal 63 basımı Nutuklar var. Gözüm gibi koruyorum. Şuan Hüseyin beyin ne demek istediğini daha iyi anlayabiliyorum.

Sevgili öğrencilerim, sevgili dostlarım, boş vakitlerinizde lütfen Atamızın eserini okuyun. Bir daha okuyun. O günün koşullarını ve bugünün koşullarını değerlendirin. Okuduğumda o kadar çok heyecanlanıyorum ki. Bazı Türkçe kelimeleri, cümleleri anlamasam da genelinden çok anlamlar çıkartabiliyorum. Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır.

Bir değişiklik yapın ve 2007 yılına bu büyük eseri tekrar okuyarak girin.

12 January 2007

Shikidim by TARKAN

My favourite Turkish singer, Tarkan. I enjoy his voice,I think he is still one of the most successful Turkish singers in Turkiye . Definitely he is also well known pop singer in Europe and America as well.

Especially I love his that song, Shikidim (Şikıdım)

I've been watching you across the room
Hypnotize all the eyes on you
Find it hard trying to keep my cool
But I know it ain't gonna last
Think I see where this can lead
All the signs are there warning me
A girl like you could take me down too deep
I can tell, you're into moving fast

The way you work it on the floor
Makes me want it even more
Something more than just a dance
The way you tempting me
The way you teasing me
And it's killing me

Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikidim
Yeah baby shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin
Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikdim
I wanna see you shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin

You don't try to hide what you say
It's anything you do
And I like all the games that you play
It's everything about you

Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikidim
Yeah baby shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin
Oh baby shikidim shikidim
Oynama shikidim shikdim
I wanna see you shikidim shikidim
Ah yanar doner a-acayipsin


I wanna steal a kiss from your lips
Then we go step further than this
Baby you're the one the only one
Whose impossible to resist

The way you work it on the floor
Makes me want it even more
Something more than just a dance
The way you tempting me
The way you teasing me
And it's killing me.


by TARKAN

5 January 2007

2007 son on yılın en sıcak yılı olabilirmiş!

Eskiden, eskiden dediğim 1990 larda apartmanımızın önünde diz boyuna kadar kar olurdu. Okul dönüşü, veya gece arkadaşlarla altımıza kartonları koyar kayardık. Kartopu oynamadan eve girmezdik. Şimdi ne kar var ne yağmur. Çevremiz bomboştu ama şimdi her yer beton oldu!

Bu küresel ısınma beni endişelendiriyor. Mevsimler bozuldu, ülkenin başkentinde yaşıyorum. Belediye başkanı diyor ki "Sular azaldı, kesinti yapabiliriz!". İstanbul keza aynı! Eee kuzum ne olacak halimiz? Yazın susuz mu kalacağız? İngiliz meteoroloji uzmanlarıda bu yılın son yüz elli yıllık dönem deki en sıcak yıl olabilir yorumunu yapıyorlar.

30 November 2006

Veren el, alan elden üstündür.

25 November 2006

Öğretmenler Günü

"Öğretmen doğan güneşe benzer. Etrafını aydınlatarak karanlıklara meydan okur." Bu sözleri dün bir öğrencim söyledi. Tabiki bir öğretmen ailesinin çocuğu olmak ve gerçekten sevgiyle bu sözleri kendi öğrencilerimden duymak bambaska güzel birşey...

Zaman inanın ki o kadar hızlı geçiyorki. Okuttuklarımın bazıları şimdi lisede bazıları üniverisitede bazıları iş hayatında hatta bazılarıda evledi. Onların mutluluklarına katılmak ve toplumda bir yerlere geldiklerini görmek bana ayrı bir mutluluk veriyor.

Dünkü erken jestleri için 3C sınıfına teşekkür ederim. :))

24 November 2006

20 November 2006

Kuzeyde yemyeşil bir şehir, Trabzon


Prensesler gibi bir gelin yakışıklı bir damat... 18 Kasım gününü unutmak imkansız:)) Bembeyaz bir sayfa yakın dostum Zeki ve eşi Bihter GENÇOĞLU için açıldı. Kendilerine ömür boyu mutluluklar diliyorum.


Nikahınıza bayıldım :)))



Bir yaşam boyu birbirinizi sevmeniz ve hep neşe içinde, huzurlu bir hayat sürmeniz dileğimle... Elleriniz birbirinden hiç ayrılmasın. Mutluluklar!

17 November 2006

Karizma nedir?



Dikkat bu masada, 32 Kral, 62 Cumhurbaşkanı oturuyor!!!

14 November 2006

Nohutlu Etli Bamya by Filiz

Ablamın bamyası bambaşkadır:) Hemen herkes eminim bamyayı sevmez! Ben yemek seçmem. Hele ablamın yemeklerini hiç seçmem. Sağolsun, azımıza layık süper bir sofra hazırlamıştı. Bazen öyle pat diye arar bir kaç gün önceden. Biraz rahatsız olduğumu biliyordu, özlemişte. Israrını rededemedim. Yeğenlerimde ısrar edince gittim. İykide gitmişim.

Yemekten sonra ev tatlısıda yedim. Filiz ablamın tatlılarıda süperdir. Parmaklarınızı yersiniz. Sohbet uzun sürdü, bu gece burda kalıyorum. Arda yazdıklarını okudum, çok şekersin. Gelecek yaz işlerimi ayarlarsam bende geleceğim, ya naber :))) Beraber okuruz. Hafta sonları görüşürüz. Aslıya selamlar, çocuğu benim için öpermisin lütfen. Yeğenlerde selam gönderiyor:))

Babel (Babil)

Have you ever seen the movie, Babel? or Can you recommend any good foreign movie?

12 November 2006

Yarım saat sonra yere iğne atsan düşmezdi!

Saat yaklaşık 13:00 da Mithatpaşa köprüsü ve çevresi tıklım tıklımdı.

Yarım saat önce (12:30) Yer Mithatpaşa Cad. Kızılay / Ankara




















Türkiye sanırım onu çok sevdi. Ben ise onun şair yanını, eşine olan saygı ve sevgisine hayran kaldım. Mütevaziliği umuyorum bu ulusa örnek olur.

8 November 2006

TÜYAP

İstanbul Kitap Fuarı yoksun başkentte! Orda olmak vardı şimdi, sabah girer kesin akşam çıkardım. Bana kar demeyin ne olursa olsun giderdim. Neyse ben burdaki Dost kitapeviyle yetineyim bari :))

5 November 2006

Poetry, politics and peace

A cup of tea, a piece of paper, a pencil, and a poetry book are the most faithful friends of Turkish Prime Minister Bülent ECEVIT.

Uzun bir süredir adadan arayan olmuyordu, taki dün geceye kadar! Çok yorgundum, ve erken yatmıştım. Eski öğrenci arkadaşlarımdan biri gece 12 civarında ısarla telefonumu çaldırıyordu. Ben senin vefatını ada'dan öğrendim.

Yıl 1974 Kıbrıs’a çıkartma kararı alan dönemin başbakanıydın. Eğitimim dolayısıyla adada dört sene kaldım. Üniversitenin kütüphanesinde çalışırken olsun, Lefkoşa ve Gazimagosa gibi şehirlerin köylerinde olsun, o yıllar verdiğin mücadelenin yaşayanlarıyla sohbet yapma imkanım oldu. Toplu gömülenlerin mezarlarını ziyaret ettim. Güneyden kuzeye kaçış öykülerini dinledim. İngiliz kaynaklarından bazı kitapları okudum. O zaman 1974 Barış harekatının gerekliliğine inandım!. Biliyor musun? Seni küçük çocuklardan en yaşlısına kadar herkes hala tanıyor ve seviyor. Yıl 2001 di bir köyde Ecevit adında bir ilköğretim öğrencisiyle tanışmıştım. Oldukça fazla şaşırdım, genç oğlan seni çok iyi tanıyor ve çok seviyordu. Küçük dudaklar şiirlerini haykırdıkça, gençler bayrağı teslim etmedikçe adaya getirmiş olduğun özgürlük anlayışı nesilden nesile aktarılabilecektir.

Biz adayı ziyaret edenler orda yaşanan zulümleri okuduk, sorduk ve hayatta olanlarla konuştuk. Unutmayacağız!!!. Senide Kıbrıs Türkü, asla unutmayacağından eminim.

3 November 2006

29 October 2006

Republic of Turkey

Dear Friends of Turkey


Turkey is most fortunate to have had Mustafa Kemal Ataturk, one of the greatest statesmen of this century, as its founding father. His determination to promote "peace at home, peace in the world" provided the foundation for this important role Turkey plays in promoting regional stability today. I'm really proud to born in Turkey, Ankara, and we, Turkish youth, look forward to creating an even stronger partnership with other countries as we prepare to address the challenges of the 21st century.

English teacher
Erkin

Ankara / TURKIYE / TURKEY

24 October 2006

First Day Of My Life

This is the first day of my life
I swear I was born right in the doorway
I went out in the rain suddenly everything changed
They're spreading blankets on the beach

Yours is the first face that I saw
I think I was blind before I met you
Now I don’t know where I am
I don’t know where I’ve been
But I know where I want to go

And so I thought I’d let you know
That these things take
foreverI especially am slow
But I realize that I need you
And I wondered if I could come home

Remember the time you drove all night
Just to meet me in the morning
And I thought it was strange you said everything changed
You felt as if you had just woke up
And you said “this is the first day of my life
I’m glad I didn’t die before I met you
But now I don’t care I could go anywhere with you
And I’d probably be happy”

So if you want to be with me
With these things there’s no telling
We just have to wait and see
But I’d rather be working for a paycheck
Than waiting to win the lottery
Besides maybe this time is different
I mean I really think you like me

Computer Age



Don't hit me Don't hit me:))

22 October 2006

Dostluğu, sevgiyi ve geleceği unutmayan herkes

Sevgi dolu bayramlar diler, mutlu ve sağlıklı daha nice bayramlar geçirmenizi temenni ederim.

12 October 2006

Fransız Soykırımı!

Seyredermisiniz;


Genocide of France in Algeria in 1945
Linki Tıklayın: http://www.youtube.com/watch?v=GEyXkAMmYPg

To France!

Madame/Monsieur le Depute

Concernant le projet de Loi du soi-disant ''genocide armenien'' que vous devez voter le 12 Octobre, les personnes qui ne reconnaitront pas ce genocide seront punies de d'emprisonnement et de 45.000 € d'amende.

Nous contestons et protestons ce projet de Loi.

Dans le cas de l'acceptation de cette loi, vous empecherez la liberte d'expression mais vous serez aussi responsables d'une eventuelle provocation entre les deux communautes. Si tel etait le cas, la France en porterait la lourde responsabilite.

Il est aussi evident que les relations humaines entre les Turcs et les Français seront negativement touchees. En priorite ce seront les relations commerciales qui seront atteintes.

Les deputes français ne doivent pas pervertir les faits historiques pour leur interet politique, les resultats auront des faits internationaux importants.

Nous vous demandons de retirer ce projet de loi et de laisser les historiens faire l'histoire.Nous vous prions d'arreter de jouer avec notre dignite et notre honneur.Nous vous prions d'agreer, Madame/Monsieur le Parlementaire, l'expression de nos sentiments distingues.

6 October 2006

Evlilik

Evlilik üzerine belki saatlerce konuşursunuz. Tabi canım bende fikrimi bellli noktalarda paylaşmak istedim.

Bu iki kişinin beraberliği kimisine göre, sudaki bir girdap, çamura saplanmış çaresiz bir insan, kimilerine göre de, lunaparktaki dönme dolap gibi veya paraşütle kendini gökyüzünden boşluğa bırakmak gibi… Sosyologlar, psikologlar ve bu konuyla alakalı kendi dallarında uzman olanlar her yönüyle araştırıp mutlu evliliğin sırlarını bulmaya çalışıyorlar. Olmadı baba , anne vyea kardeşlerimize soruyoruz. Yada çok yakın arkadaş grubundaki dostlara! :) Uzmanlar araştırmalarını sürdüre dursun, hayat boyunca evlilikler olurken, çiftler arasında boşanmalar da devam ediyor. Evliliklerde, toplumun kültürü, ekonomik yapısı, sosyal yapısı, teknolojik gelişimi gibi bir çok faktör etken oluyor. Uzmanlar bu faktörleri ele alarak kişilerin evlenmeden önce nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle vurguluyorlarmış; 25-30 yaşlarından önce evlenmeyin: Dünyanın neresinde olursa olsun, insanların bu yaşta hayata bakış açısı ve ikili yaşama bakışı daha farklı oluyor. Çiftler arasında baskınlık etkenleri biraz daha az oluyor. Tabii ki bu etkenlik toplumun kültürel yapısına da bağlı oluyor. Eğer erkek etkeni baskın ise bunun sadece edilgenlik faktöründe yumuşama meydana getiriyormuş. Bu yaşlarda yapılan evlilikler daha da uzun sürüyor. Arkadaşlık ortamlarını değerlendirin: Eğitim esnasında veya iş ortamında her insanın belli bir arkadaşlık yaptığı çevresi vardır. Kişi bu çevresinde bulunan arkadaşlarını izlenim altına alabilir. Evli olan arkadaşlarına evlilik hakkında soru sorma yerine, onların yaşam tarzlarını ve sorunlarını izleyerek, tanımlayarak irdeleyebilir (Şermin Eda ve Ahmet sizler bu grupdasınız). Tabii ki bu sadece tekil arkadaşla olamamalı. Böyle bir arkadaşlık sabit düşünceye kapılmasına neden olur. Birkaç arkadaşının evliliğini gözden geçirirse o zaman ortak sorunları pekiştirir ve bu sorunlara karşı önceden önlem almış ve evleneceği kişiyle önceden konuşarak halletmiş olur. Bu da uzun ve mutlu bir evliliğin ön adımı olur. Şimdi söyleyeceğim çok önemli ALTINI ÇİZİYORUM Evlenmek için evlenmeyin!!!!; Yaşınız ilerledi, evde kalmaktan veya çevrenizin size karşı farklı sözler söylemesinden korktuğunuz için evlenmeyin!!. Erken yaşta birisine aşık oldunuz ,onunla evlenmek için her şeyine katlanmaya razı gibi görünüyorsunuz. Uzmanlar, bu evliliklere umutsuz evlilik olarak bakıyorlarmış ve uyarıyorlar. Korkudan, güvensizlikten yada evden uzaklaşmak için yapılan evliliklerin ömrü uzun vadeli olmuyor. Kardeşim önce sevecen sevecen!! Evleneceğiniz şahsı tanıyın; En sert ve kendini en karmaşık olarak gören insanlar bile çok çabuk aşık olabiliyorlar. Hatta aşık olmasını bilmeyen insanlar bile farkında olmadan aşık olup hemen evleniyorlar. (Amin! :) Asıl şimdi olanlar oldu. Onun kim olduğunu gerçekçi bir şekilde saptamadınız ve tanıdığınızı sandığınız, tanımadığınız birisiyle evlendiniz. İşte bu hatadır. Aşıksınız, ama sevdiğiniz insan sizin istediğiniz gibi davranmıyor, hemen aklınıza gelen ilk şey ise,gelecek düşüncedir. “Olsun onu ben değiştiririm!” diyerek adımlarınızı atarsanız yanlış yapmış olursunuz. Zaten yaşı gelmiş 30'a neyi değiştirecenki. Evleneceğiniz kişinin doğrularını da, yanlışlarını da görün. Bu durumda o insanın sizin istediğiniz kişi olmadığını görür, çaba harcamaya da son verirsiniz.Denginizle evlenin; Beraber olduğunuz kişinin sizin denginiz olduğunu kendi kendinize sorun. Kültürel, düşünce, tarz ve yaşam farklılıklarını göz önünde bulundurun. Eşler arasındaki diyalog daha sonra birbirleri üzerinde hakimiyet kurmaya doğru yönelir. Zaten bu tip evliliklerde uzun sürmezBeklemesini bilin; İki kişi birbirlerinden hoşlandı veya birileri tarafından tavsiye edilip evlendirilmeye yönlendirildi (görücü usulü). Aileler veya çiftler şunu bilmeli, kim ve ne olursa olsun evlenecek olan kişiler en az bir yıl beklemeleri ve birbirlerini iyi tanımaları gerekmektedir. ( Erken davranmayın!!!) İki tarafta iyi düşünmeli. Bu iş oyuncak değil! Araştırmalar, kısa sürede yapılan evliliklerin mutsuzlukla sonuçlandığını tespit ettmiş. Bağımlılardan uzak durmaya çalışın; Uzmanların yaptıkları araştırmalardan biri de bağımlı olan insanların evliliklerin kısa sürede yıkıldığını ortaya çıkardı. Bazen hiç aklınıza bile gelmeyen ve basit bir bağımlılık olarak nitelendirdiğiniz “Sigara” bile bir evliliği yıkmaya yeterli bir sorundur. Allahtan ben içmiyorum. İşte çiftler birbirlerine dürüst olarak bağımlı olduklarını ve dozajlarını daha önceden söylemeleri gerekir. Bu dönemlerde aile kurma düşüncesi insanlar üzerinde git gide azaldığı için önceden konuşmayı belirleyin. Anlaşabileceğiniz kişiyi seçin; Evlenmeye aday gördüğünüz kişiyle karşılıklı diyalogla sorunlarınızı çözmeye çalışın. Bu sorunlar çözülemiyorsa zorlamanın anlamı yok. Uzmanlar böyle durumlarda çiftlerin nikahta keramet vardır düşüncesinde uzak durmaları gerektiğini söylüyorlar. Bunun en büyük hatalardan birisi olduğunu belirtiyorlar. Hatta ve hatta kişiler evli olan çiftlerden birisine sorduklarında, ‘eşinin kendisini ne kadar yıprattığını” her ikisi de “evet” cevabını verecektir. Onun için diyalog kurup anlaşabileceğiniz kişiyi seçin.Her zaman heyecan arayın ve farklı olun; Evlendiğiniz kişiye karşı dürüst, ayrıca yaşantınızda da farklılıkları arayan kişi olmaya çalışın. Monotonluk sizi ve eşinizi başka yerlere doğru yönlendirebilir. Bu da şimdiden sönük bir evliliğe adım atmış olmanızı sağlayacaktır. Esasında gecenin ikisinde yazılacak çok olsada, sabahın dokuzunda dersim olduğunu hatırlatan çalarsaatim bana göz kırpıyor. Yakında yine yazışmak üzere.

Hey Fatih Hocam, vaktin olursa diğer basket maçına lütfen beraber gidelim.

29 September 2006

Randers 0 Fenerbahçe 3

Danimarka bye bye :))))

25 September 2006

Your Blue Room

It's time to go again
To your blue room
Got some questions to ask of you
In your blue room
The air is clean
Your skin is clear
I've had enough of hangin around here...

Ramazan

Fasting is one of the Five Pillars of the religion of Islam and one of the highest forms of Islamic worship. Abstinence from earthly pleasures and curbing evil intentions and desires is regarded as an act of obedience and submission to God as well as an atonement for sins, errors, and mistakes. It's called Ramadan in English (or Ramazan in Turkish ), Muslims fast during this holy month from the moment when it first starts to get light until sunset. Muslims fast as an act of faith and worship towards Allah, seeking to suppress their desires and increase their spiritual piety. Fasting together as a worldwide community 'Ummah' affirms the brotherhood and equality of man before Allah.


Ramadan brings out a special feeling of emotional excitement and religious zeal among me. But it doesn't same as before. I have an empty stomach. I guess, it teaches one to share the sufferings of the less fortunate, doesn't it?

24 September 2006

23 September 2006

Yeni kitaplar

Gazatelerde bu ay için tavsiye edilen yeni kitaplar; Acaba hangisini okusam.

Ayşe Kilimci, "Şu Ölüm Dedikleri"

Ketil Bjornstad'ın "Müzik Uğruna"

Erkin Koray'ın "Mezarlık Gülleri"

"Türkiye'de Yunan Vahşeti"

Nesteren Davutoğlu "Balkanlar Defteri"

Altay Öktem, "Parça Tesirli"

"Yastıkname"

"Aşk Evindeki Casus"

22 September 2006

Shelves






I found this on a site but now couldn't tell you where as I've been surfing all day. Is this cool or what? I would love to have wall space for something like this but my mind is spinning....

21 September 2006

Dertliyim

Dertliyim kederliyim her ne densa ağlarum.

Gülmedum bu dünyada, hem söyler hem ağlarum

Hem söyler hem ağlarum

Üzülme sevdiceğum, ben hep böle ağlarum

Yazma ile tükenmez, habu benum dertlerum

Habu benum dertlerum

Gökteki yıldızları sayalum elli elli,

Bu dünyadan fayda yok

Öteki da şüpheli.

by Volkan Konak

20 September 2006

Kim demiş onlar başaramaz diye!!


Cambridge sınavlarında başarılı olan her öğrencimi tek tek yürekten kutluyorum.

19 September 2006

Okullar Açılıyor!!!

2006-2007 eğitim öğretim yılı bugün başlıyor ama bizim zil iki gün önce çaldı:) Öğrencilerimle tekrar buluştum. Onları gerçekten özlemişim. Bol bol yaz tatilinde neler yaptıklarını anlattılar. Ailelerle kısa kısa sohbetler ettik. Yeni eğitim programlarımdan bahsettim. Cambridge sınavlarında başarılı olan öğrencilerime sertifikalarını verdim. Tabi ki Erkin boş durmadı bol bolda fotoğraf çekti çekildi:))))

17 September 2006

Kadınlar mı kurnaz Erkekler mi?

New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım yan yana oturuyorlar.

Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşça vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:

-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız
bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim. Ve ilk soruyu soruyor:

-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır? Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış. Soru sorma sırası sarışına gelmiş:

-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla aşağı inen şey nedir? Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış.
Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:

-Cevap ne? Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...

15 September 2006


Hammer or Hummer ? :)

3 September 2006

Eczacıbaşı'nın sanata bakış açısı, Kanyon

Eczacıbaşı'nın sanata yatırdığı bu para ve Kanyon için çok teşekkürler. İstanbula süper bir mimari mekan kazandırmış.

Kanyonu dolaştığım ilk anda büyülendim. Sadece beni ilk anda canlı bir mini Jazz orkestrasının karşılaması olmadı, aksine mimari yapsı beni içine çekti ve saatlerce hiç sıkılmadan dolaştım. Gerçekten Roppongi Hills le tanışmak isterdim. Çok güzel bir yapıyı İstanbullulara armağan etmiş. Bina yapımının ilk fotoğraflarından biri elime geçti...

Alışveriş alışkanlıklarınızı değiştiştirecek Kanyonun başka nesimi var? Bence gidip gezin, dolaşın, hissedin, yaşayın derim.

Şimdiki hali... Mini Jazz Konseri..>

Süper bir mimari yapı.

31 August 2006

Domates






Keşke her savaş böyle eğlenceli olsa:))




LİTVANYA 82 - TÜRKİYE 92



Bye bye Litvanya!

Ender (herşeyimsin; Aslanım benim!!) son 2 saniyede bulduğu 3'lükle skoru eşitledi. Koptum o an, ayakta izledim sizleri... Maç uzadı. Zaten daha evelde 76 - 74 mağlup etmiştik. Faullerin bazılarını cimri hakemler vermeselerde!! Ezdik, Litvanya kimmiş???, hadi ordan!

Zafer Bayramı Kutlu Olsun


84. yıldönümü ...

Ülkemi çok seviyorum...

I love my country...

28 August 2006

Turkish Grand Prix Istanbul 2006


It was excellent.

Hayatın Özeti



1nci şişeyi çok ama çok kullandım:))

27 August 2006

Turkish basketball team defeats Brazil

Yesterday I watched them on TV, I think Turkish National basketball team has been reborn in Japan! There are the new stars of the team such as Kerem, Ersan and Kaya found the chance to prove themselves when Turkey's experienced NBA stars, Hidayet and Mehmet, as well as two of its best players!


90 - 84 Slovenya kimmiş! 12 DEV ADAM! Çok iyisiniz! Bu maçı canlı seyretmek isterdim ama aynı heycanı bizlere yine yaşattınız! Cenk şu cebini açsaydın bizlerle heycanımızı paylaşırdın. Maçı 2 defa seyrettim, böyle güzel bir maç olamaz, super super super!

21 August 2006

Goethe Institut Ankara

I'll be there on Tuesdays and Fridays.

20 August 2006

Do you know V Festival?


Lily Shines At V!
Ok, so the weather outside may have been crap, but Lily saw to it that the crowd's spirits weren't dampened with a rip-roaring performance inside the JJB/Puma Arena at V2006 this weekend.

Lily treated the crowd to some choice cuts from 'Alright, Still' including her No.1 smash 'Smile' and the forthcoming single 'LDN'.

18 August 2006

F1 TURKISH GP


I think, Istanbul is one of the most unique cities on the Formula One!! I've been to that lovely city, Istanbul a lot. It's really a beautiful city... You can get into the city by bus, taxi, underground or hire car. Of course there are a lot of well-known hotel chains are situated in a cluster on the European side of the Bosphorus or other side of the city.

25-26-27 Ağustos 2006 tarihlerinde İstanbul Park'ta düzenlenecek olan 2006 Formula 1 Petrol Ofisi Türkiye Grand Prix yarışları için geri sayım başladı!!!

17 August 2006

Thriller Story


Erkin loves reading books! You? What sort of books do you read?

10 August 2006

British Terror Plot

I've just been watching BBC! God What is that!

British authorities said that they had disrupted A Major terrorist plot to blow up passenger flights between the United Kingdom and the United States with liquid explosives, prompting a full-scale security clampdown at U.S and British airports and a cascade of delays in trans Atlantic flights!!!

Hey and also passengers cannot take any hand luggage on board!! they will be allowed a plastic bag with essential travel documents and spectacles. As usual when terrorism is raised, Al Qaeda is generally the first name mentioned in the news, but this is probably more credible than usual owing to the coordinated nature and size of the potential attack, traits that are often seen in their attacks. By the way I'm sure shares in Europe's three biggest airlines fell down! Sure it makes negative impact on those shares as well. What about IMKB! Let's see it tomorrow!?

5 August 2006

Ankara Underground




Waiting for it! Here it is :)
Eleven trains are used to operate the Ankaray light rail metro system, formed of three vehicles! I love that kind of transportation!

1 August 2006

I'm addicted to Lily Allen music

i love your songs, i listen to them daily!! Even talked about you to my frineds on the cell! I no wanna just to say i think Lily's music is great. I want to sing Little Things. I love your music, Little Things !!:))) Probability I'll go to ANKAMALL and buy your new album! Hey Lily, are you going to see TURKEY! I mean, planning to come and play in Istanbul city? When I buy your album, I'll drob a few lines! Take care bye bye...

31 July 2006

New English Singer, Lily Have u listened to her that song, Littlest Things?


Littlest Things
Sometimes I find myself sittin' back and reminiscing
Especially when I have to watch other people kissin'
And I remember when you started callin' me your
miss's

All the play fightin', all the flirtatious disses
I'd tell you sad stories about my childhood
I dont why I trusted you but I knew that I could
We'd spend the whole weekend lying in our own dirt
I was just so happy in your boxers and your t-shirt


Dreams, Dreams
Of when we had just started things
Dreams of you and me
It seems, It seems
That I can't shake those memories
I wonder if you have the same dreams too.


The littlest things that take me there
I know it sounds lame but its so true
I know its not right, but it seems unfair
That the things are reminding me of you
Sometimes I wish we could just pretend
Even if for only one weekend
So come on, Tell me
Is this the end?


Drinkin' tea in bed
Watching DVD's
When I discovered all your dirty grotty magazines
You take me out shopping and all we'd buy is trainers
As if we ever needed anything to entertain us
the first time that you introduced me to your friends
and you could tell I was nervous, so you held my hand
when I was feeling down, you made that face you do
no one in the world that could replace you


Dreams, Dreams
Of when we had just started things
Dreams of you and me
It seems, It seems
That I can't shake those memories
I wonder if you have the same dreams too.

The littlest things that take me there
I know it sounds lame but its so true
I know its not right, but it seems unfair
That the things remind me of you
Sometimes I wish we could just pretend
Even if for only one weekend
So come on, Tell me
Is this the end?

29 July 2006

When will my teeth fall out?

Why are my teeth so important?
My teeth help me to chew and digest food. They help me to talk to my friends and students as well, and to pronounce different sounds clearly. Such as "Yeah you're right" "Well done":)) Finally, my teeth help to give my face its shape. A healthy smile can be a great asset and because this is so important, it makes sense to give my teeth the best care possible AND It ALSO let my Lips can move easily and touch my darling's lips sofly.




Folks check out my teeth right now! :))

Perfect dental health begins with you!!!.
By following this simple routine;
You can keep your mouth clean and healthy: 1.Brush your teeth twice a day using fluoride toothpaste.
2.Have sugary drinks and snacks less often( you know I'm getting old so I do no wanna drink sugary!. 3.Use a small to medium size toothbrush. 4.Use small circular movements to clean your teeth.4. Change your toothbrush regularly.5. Clean between your teeth using dental floss or wood sticks after Turkish doner and Kebap!:). And finally of course visit your dentist at least ten times a year. THEN HAVE GOOD TEETH AS ME. Yeah give Erkin a great smile:)))

20 July 2006

My Darling CALLING me on!


I was her she was me
We were one we were free
And if there's somebody calling me on
She's the one
If there's somebody calling me on
She's the one



We were young we were wrong
We were fine all along
If there's somebody calling me on
She's the one

When you get to where you wanna go
And you know the things you wanna know
You're smiling
When you said what you wanna say
And you know the way you wanna play, yeah
You'll be so high you'll be flying

Though the sea will be strong
I know we'll carry on 'Cos if there's somebody calling me on
She's the one If there's somebody calling me on
She's the one

When you get to where you wanna go
And you know the things you wanna know
You're smiling
When you said what you wanna say
And you know the way you wanna say it
You'll be so high you'll be flying was her she was me
We were one we were free
If there's somebody calling me on
She's the one
If there's somebody calling me on
She's the one If there's somebody calling me on
She's the one Yeah she's the one
If there's somebody calling me on
She's the one

She's the one If there's somebody calling me on
She's the one
She's the one
If there's somebody calling me on
She's the one
She's the one..

5 July 2006

GERMANY 0-2 ITALY

German dreams of reaching the FIFA World Cup Final on home soil died in Dortmund as two goals in the final moments of extra time carried Italy into the Final as 2-0 semi-final winners on Tuesday.

Liliy's News


Lily was on great form yesterday as a guest of Jo Whiley in the Live Lounge! She kicked off proceedings with 'Smile', which looks sets to make a BIG new entry on the single chart this week, and also treated listeners to a cracking cover version of The Kooks' 'Nave'.

4 July 2006

2 July 2006

My Great Trip in the west of Turkey!


I'm home. I arrived back on Sunday in the morning. I have been so busy since I've been back that I haven't really had time to post about my trip.I had a wonderful time. It was so good to spend time with my "BOYSAN" one of my best firends, again. I had forgotten just how much I miss him! He was a great hostess & friend in Akyarlar, Bodrum city and took time off work while I was there. We went to beach on the first day, Monday. Tue, Wed were the reception so we were very busy with that. hehehe..I met his family on Monday too. On Tuesday we just lazed around with Boysan, his family and enjoyed time chatting with each other. I swam everyday ....drank more beer! I also so happy to meet Tarık Akan and other old movie stars while swmimming. The above picture is near the sea. Look out the sea not far from my room.


I had a really wonderful time with Boysan and his parents! but also it's nice to be back home!!

26 June 2006

I'm off again :)

Well, I'm leaving for Bodrum city on Sunday night. I'll only be gone a few days. I'm making the trip down to finally meet my old dormmate. I'm looking forward to huging him and seeing his reaction to me:). I have posted some new pictures of my trip to Akyarlar for you all to see while I'm in Bodrum. I'll try to take pictures of the mountains there too and not just my friend, Boysan. Be back on Saturday!

25 June 2006

Tatil

Tatil her şeyin ilacıdır. Bol bol yüzeceğim, dansedeceğim, alışveriş yapacağım, bol bol fotoğraf çekip değişik yerleri gezeceğim. Dünya varmış yaaaaaaaaaaaaaa:))))) Darısı gidemiyenlere...

17 June 2006

Miss

I made this list just a while ago... Here's the stuff I miss so far...

1. relatives
2. Arda, Jan, Boysan, Nedret, Asya, Nice etc :)
3. giant strawberries and cherries
4. weather (it's currently hot there now, but it's still bearable)
5. not putting up as much (my old and crazy jeans) when going out (people couldn't care less if you go to the mall in clothes you usually wear only at home)
6. posh cars that you constantly see and drool on just imagine to drive my old cars :)
7. foreign money and foreign people
8. freshly squeezed lemonade
9. bottomless drinks everywhere
10. taking loads of pictures
11. swim and swim
12. eating fish
13. draw black and white...
14. dance beside the sea
15. sleep
16. kiss my love more than before...

16 June 2006

15 June 2006

Bodrum bekle beni geliyorum:))


Tatilin ilk günleri Bodrum'dayım :))

Sayısal Loto


Kazanın, yiyin, afiyetolsun:)

10 June 2006

Tatil zamanı. (Holiday time)

Tatile 15 gün kala çılgın bir alışverişteyim. :)

1 June 2006

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban

Have you read that book? This book is extremely well written. Books make me happy, and complete me as a person. Scared off yet? lol. ;-) I get excited over book releases, go to Dost Kitapevi (Dost Bookstore) several times a month to check out what is new on the shelves, and carry around at least one 'for pleasure' book with me at all times (even to class).